Maria ile karşı yakanın lezzetleri
Doğanın kızılları, sarıları, kahverengileri, yeşilin tonlarını bir araya getirdiği mevsimdir sonbahar. Bu renk cümbüşünde yollara düşmek başka güzeldir.
Bu defa rotamızı Yunanistan’ın Epir bölgesinde, Pindos Dağları’nın eteklerinde yer alan Zagorohoria’ya çeviriyoruz. Taşların anlatacağı nice hikâyelere, keşfedilecek harika lezzetlere…
Sonbaharda gidilecek en romantik bölgelerden biri olan Zagorohoria, Yunanistan’ın Epir bölgesinde yer alıyor. Atina’nın kuzeybatısında, başkente 445 km mesafede, Pindos Dağları’nın eteklerinde muhteşem bir yer burası… En kolay Atina-Patra-Rio-Andirio yolundan gidebilirsiniz. Yanya (Ioannnina) şehrinden ise 1,5 saat uzaklıkta.
46 ufak köyden oluşan, taş evleri, taş köprüleri, rafting için ideal nehirleri ile meşhur olmuş bir bölgedeyiz. Sokaklarda dolaşırken siz de benim gibi kendinizi bir film platosunda hissedebilirsiniz.
Zagori, ‘dağın arkası’ anlamına geliyor. İsmini sonuna kadar hak ediyor bu muhteşem şehir. Özellikle de sonbaharda doyumsuz bir görsel şölen yaşatıyor. Ağaçlardan düşen sarılı, kırmızılı, kahverengili yapraklar arasında huzurlu yürüyüşler yapabilir, balıkçı ağlarının sarı, yeşil, kırmızı tonları içinde kaybolabilirsiniz.
Kışın da bambaşka bir kılığa bürünür, cazibesinden hiçbir şey yitirmez Zagorohoria. Karlarla kaplı taş köprülerde muhteşem fotoğraflar çekebilir, zamanı unutacağınız romantik yürüyüşler yapabilirsiniz.
Romantizm mi, macera mı?
Eğer spor sevenlerdensiniz yapacak o kadar çok şey var ki: Dağ yürüyüşü, rafting, river trekking, parapente, mountain bike, kayak-kano gibi aktivitelere katılabilirsiniz. “Yok ben macera almayayım” diyorsanız, şömine başında kestane ve sıcak şarap keyfi sizi bekliyor. Kıpkırmızı batan güneşi sadece seyretmekle kalmayın, mutlaka fotoğraflayın ki baktıkça aynı mutluluğu tekrar tekrar yaşatsın size…
Zagorohoria’da araba kullanırken dikkat edeceğiniz konulardan biri her an önünüze bir geyik veya ayı çıkması. Hem sizin hem onların can sağlığı için aman dikkatli olun! Çünkü bu güzel dağlarda geyikler ve ayılar var ve hâlâ özgürce dolaşabiliyorlar. Üstelik insanlarla araları da çok iyi.
Lezzetlerden lezzet beğenin!
46 köy var demiştik. Papigo, Zagori, Aristi, Mikro Papigo, Elati bu 46 köyden en popüler olanlar. Arnavut kaldırımı sokaklarda dolaşırken karnınız acıkırsa hiç endişelenmeyin. Burada çok seveceğiniz yemekler bulmamanız imkânsız! Ev yemekleri yapan her lokantadan memnun çıkacağanıza söz verebilirim. Fine daning istiyorsanız önerim Papigo Towers Restaurant.
Eğer seyahat ettiğiniz yerlerin yerel lezzetlerini denemek isteyen ve lokal mekânları tercih edenlerdenseniz cennete hoş geldiniz! Burada mutlaka denemeniz gereken yerel lezzet pita olmalı. Köy lokantalarından birinde pita yani el açması böreklerin otlu veya peynirlisini (hatta her ikisini birden) deneyin. Söz veriyorum bayılacaksınız! Yanında tsipuro (yöresel rakı) veya yöresel şarap, Greek salad ve fırında kuzu (limonlu patates ile) harika gider Papigo yolunda 2 km boyunca küçük havuzlara benzeyen ve ‘kolimbithres’ olarak bilinen göletlere rastlayacaksınız. İşte Zagorohoria’ya özel bir doğa harikası daha!
Mutlaka görmeniz gereken bir diğer yer de Kukuli Köyü’ndeki Lazaridis Müzesi. Müzedeki çiçek ve bitki koleksiyonunu görmeden dönmeyin. Bir de 1750 yılında inşa edilen taş köprüde duraklayıp enfes manzarayı seyretmeden… Zamanın durmasını isteyeceğiniz ender yerlerden birindesiniz, tadını çıkartın…
- yüzyıldan kalan taş binalar, etnografya müzeleri, muhteşem doğa ve yöresel lezzetler… Biraz huzur, biraz romantizm, biraz macera… İnsan bir tatilden daha ne ister ki! Söz konusu Zagorohoria ise en kısa zamanda tekrar gelmek ister…
Pita Zagorohoria
Malzemeler
400 gr un
2 yumurta
200 ml süt
60 ml zeytinyağı
350 gr beyaz peynir
70 gr tereyağı
1 yumurta
Yapılışı
Fırın tepsisini iyice yağlayıp önceden ısıtılmış fırına yerleştirip iyice kızgın olmasını sağlıyoruz. Bir kabın içine elenmiş unu koyuyoruz içine çırptığımız yumurtaları atıyoruz. Parça yaptığımız beyaz peyniri ekliyoruz. Zeytinyağını ve sütü ekliyoruz. Gerekirse biraz sıcak su ilave edebiliriz. Çünkü hamurun kıvamının sulu olması gerekiyor. Fırından kızgın tepsiyi çıkarıyoruz ve yavaşça hamuru tepsinin içine döküyoruz. Tereyağını parçalara bölüp tepsiye hamurun üzerine yerleştiriyoruz. Çırpılmış yumurtayı böreğin üstüne döküyoruz. 200 derecede 40 dakika pişiriyoruz.
Yazı ve fotoğraflar Maria Ekmekçioğlu