19. yüzyılda bir Fransız okuluna da ev sahipliği yapmış, Galata’nın var olduğu süre boyunca geçirdiği tüm izleri üzerinde taşıyan bir yapı… Şimdi de Ecole St. Pierre Hotel’e ve İtalyan mutfağının en seçkin örneklerini sunan IL Cortile’ye ev sahipliği yapıyor. Galata kulesi’nin gölgesinde Cenevizlilerde, eski İstanbul’dan, unutulmayan anılar ve tatlardan ilhamla…
19. yüzyılda Katolik bir cemaat olan Freres des Ecoles Chretiennes tarafından kurulan Fransız okulları, fen bilimlerinden sanat derslerine kadar çok yönlü bir eğitim programı sunuyordu. Bu okullardan biri, Fransiz himayesine giren ve İtalyan Dominiken papazların idaresi altında bulunan St. Pierre Manastırı’nın bahçesinde açılmıştı. 1842 yılında açılan bu okulun adı College des Freres St. Pierre İlkokulu’ydu. Fransızlar Galata’ya 16. Yüzyılın ilk yarısından itibaren yerleştiler. Kiliselerin mülkiyet hakları da dahil olmak üzere kendilerine tanınan diğer imtiyazlar konusunda da Cenevizlilerin yerini aldılar. 19. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı topraklarında kurulan yabancı okullar arasında Fransız okulları oldukça önemli bir yerdeydi. O dönemde, Fransızca Osmanlı İmparatorluğu’nda en fazla kullanılan yabancı dil haline gelmişti. Fransızcanın ve Fransız kültürünün öğretildiği okulların özellikle 19. Yüzyılda sayıca fazla olduğu, eğitim hayatında aktif rol oymadığı biliniyor. Fransız okullarının neredeyse hepsinin yabancı din adamlarının ve bağlı bulundukları tarikatların sayesinde açılması, bu okulların ‘misyoner okulu’ olarak anılmasına sebep oldu. Okulun binası ile müştemilatları, neo-klasik ve neo-barok detaylarla günümüze kadar ulaşacak şekilde İtalyan mimar Gaspare Trajano Fossati tarafından aynı yüzyılda yeniden inşa edildi. 1809 doğumlu Fossati, kardeşi Guissppe Fossati ile birlikte Pera bölgesinde pek çok konuta imazasını attı. Okul; ahşap barakalardan oluşan bir manastır olarak, eğitim ve öğretim hayatına 1842 yılında başladı. Eğitim dili Fransızca’ydı, Osmanlıca ek dil olarak öğretiliyordu. Hristiyan, Yahudi ve Müslüman öğrenciler bu okulda bir arada eğitim alıyorlardı.
OKUL YAVAŞ YAVAŞ BOŞALIYOR
1935 yılına kadar eğitim vermeyi sürdüren okulun öğrenci sayısı 1922’deki büyük göçler nedeniyle 100 civarına düştü. Öğrenci sayısı gittikçe azalan College des Freres St. Pierre’in büyük bir bölümü boş kaldı. 1922 yılından sonra bazı bölümler kiraya verilmeye başlandı. Okulun zemin katında bir matbaa atölyesi kısa süre faaliyet gösterdi. Matbaa atölyesinde kullanılan taş baskı matbaa kalıpları, günümüze kadar korunarak geldi. Bu taş kalıplar şu anda otelin resepsiyonunda yer alıyor. Okulun bir sonraki kiracısı ise o dönem genç bir girişimci olan marangoz ustası Kostantin Yordanidis’di. Genç marangoz, avluya bakan emin katı marangoz atölyesi için kiraladı ve binanın kaderini de değiştirdi. Yordanidis, bir kıza aşık oldu. Kızın babası, genç marangozun atölyesinin bulunduğu binayı satın aldı ve damadına hediye etti. Böylece binayı hem iş yeri hem de ailecek yaşadıkları yer olarak kullanmaya başladılar. 1945 yılına gelindiğinde bina, Türk sanayicilerinin ilk sanayicilik girişimleriyle sektöre öncülük etmelerine vesile oldu. Bunlardan ilki Nurol Mobilya’ydı. Binadaki sanayi faaliyetleri arasında Türkiye’deki ilk fabrikasyon mobilya üretimi ve Nevtron markasıyla ilk radyo üretimi de vardı. Bina ayrıca torna tesviye, yangın söndürme cihazları, serigrafi baskı, trafo, adaptör, elektronik kit, kimyahane, otomobil kumaşı ve endüstriyel elektronik cihaz atölyelerine yıllarca ev sahipliği yaptı. Bu sanayicilerin pek çoğu bugün de başarılı Türk sanayicileri arasında yer alıyor. Onlardan biri de otelin bugünkü sahibi Yurttaş ailesiydi.
TARİHİ BİNADA İTALYAN LEZZETLERİ
İşte 19. yüzyılda bir Fransız okuluna ev sahipliği yapmış bu tarihi yapı, şimdi misafirlerini geçmişten bugüne büyülü bir yolculuğa çıkartan Ecole St. Pierre Hotel’e ev sahipliği yapıyor. Beste-Mustafa Yurttaş’ın kızları Begüm Güneş, küçükken avlusunda gezindiği otelin bugünkü sahibi. Otel binası, tarihi Fransız okulu Colleges des Freres St. Pierre’e ev sahipliği yaptığı dönemi tüm anıları ve dokuları ile günümüze kadar taşıyor. 443 yılında Cenevizliler tarafından yapılan surların kalıntıları da korunarak neo-klasik ve neo-barok detayları ile göze çarpıyor. Butik lüks konseptli otelin, 20-60 metrekare arasında, avlu manzaralı ve geniş teraslı süitler olarak değişiklik gösteren 17 odası bulunuyor. Tarihinden ilham alarak modern bir bakış açısıyla tasarlanmış otelin içinde ise yeme-içme meraklılarını lezzetli bir sürpriz bekliyor: IL Cortile İstanbul. Tarihi kalıntıları 13. yüzyıla kadar dayanan ve anlatılmayı bekleyen yüzlerce hikayesi olan eşsiz yapının içerisinde, 443 yılında Galata Kulesi inşasından sonra kenti çevrelemek ve güvenli hale getirmek amacıyla Cenevizliler tarafından yapılan surların günümüze kadar gelmiş kalıntıları bulunuyor. IL Cortile İstanbul binası, tarihi Fransız okulu Collegesdes Freres St. Pierre’e ev sahipliği yaptığı dönemin tüm anıları ve dokuları ile günümüzde hala kulaklara tarihten hikayeler fısıldıyor. Düşünsenize; Galata’nın tam ortasında, tarihi bir avludasınız ve büyük bir özenle hazırlanmış İtalyan mutfağının efsane lezzetlerini tadıyorsunuz. Gözlerinizi kapatınca yıllar yıllar önce bu avluda koşuşturan çocukların sesi kulağınıza gelir gibi oluyor. İstanbul geçmişten gelen tüm hikayeleri ve renkleriyle yanınızdan akıp gidiyor sanki…
IL CORTILE İSTANBUL, 443 YILINDA CENEVİZLİLER TARAFINDAN YAPILAN SURLARIN KALINTILARINI DA KORUYARAK GÜNÜMÜZE KADAR TAŞIYOR.
IL Cortile İstanbul’un mutfağında bu enfes lezzetleri yaratan başarılı bir şef var. Mengen Anadolu Aşçılık Okulu’ndan mezun olmuş ve uzun yıllar hem eğitimini hem kariyerini yüksek bir disiplin ve başarı ile devam ettirmiş Executive Şef Nihat Sancar. Eğitimine Marmaris, İstanbul ve Londra’da olmak üzere uzun süre, kapsamlı bir şekilde devam eden Sancar, 1994 – 2008 yılları arası Türkiye’de, 2013 – 2016 yılları arasın da ise yurt dışında birçok lüks otel ve restoranlarda geniş deneyimler elde etmiş. Şef Nihat Sancar’ın, menüyü hazırlarken en önem verdiği nokta mevsimsel ve taze ürünleri kullanmaya özen göstermek ve mutfakta tamamen doğallıktan yana ilerlemek… Et, tavuk, balık gibi tüm ürünlerde, meyve ve sebzelerde her zaman en taze olanları kendi mutfağında hazırlayarak sunuyor. Makarnalar taze bir şekilde, el yapımı olarak hazırlanıyor ve klasik İtalyan lezzetleri yenilikçi ve yaratıcı tabaklar ile konukların önüne geliyor. Peki IL Cortile İstanbul’un imza yemekleri arasında neler var? Hemen menüye bir göz atalım: Ahtapot Carpaccio, Ceviz Soslu Pansotti, Karides ve Adaçaylı Ravioli, Ceneviz bölgesinin özel yemeği Tuzda Dinlendirilmiş Güveçte Balık ve 16 Saat Ağır Ateşte Pişirilmiş Dana Kaburga ve daha fazlası… Restoranın günün her saatinde dolu oluşu yemeklerin lezzetinin en güzel kanıtı olsa gerek.
GALATA KULESI’NIN KISA HİKAYESİ
Dünyanın en eski kulelelerinden olan Galata Kulesi, Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 528 yılında fener kulesi olarak inşa ettirildi. 1204 yılındaki IV. Haçlı Seferi’nde geniş çapta tahrip edilen kule, daha sonra 1348 yılında ‘İsa Kulesi’ adıyla yığma taşlar kullanılarak Cenevizliler tarafından Galata surlarına ek olarak yeniden yapıldı ve kentin en büyük binası oldu. 17. yüzyılın ilk yarısında IV. Murat döneminde Hezarfen Ahmet Çelebi, Okmeydanı’nda uçuş talimleri yaptıktan sonra tahtadan yaptırdığı kartal kanatlarını sırtına takarak 1638 yılında Galata Kulesi’nden Üsküdar-Doğancılar’a uçtu. Bu uçuş Avrupa’da ilgiyle karşılandı. Kule, 1717’den itibaren yangın gözleme kulesi olarak kullanılmaya başlandı. O dönem, bölgedeki ahalinin duyabilmesi için kulede büyük bir davul çalınarak yangın olduğu haber veriliyordu. III. Selim döneminde çıkan bir yangında kulenin büyük bölümü yandı. Onarılan kule 1831 yılında başka bir yangında yine hasar gördü ve tekrar onarıldı. 1875 yılında bir fırtınada külahı devrildi. 1965’te başlanıp 1967’de bitirilen son onarımla kule bugünkü görünümünü aldı.
IZGARA DENİZ LEVREĞİ (KEREVİZ PÜRESİ, SOTE ISPANAK KÖKÜ)
MALZEMELER
180 gr deniz levreği fleto
1 porsiyon kereviz püresi
1 porsiyon sote ıspanak kökü
30 gr çeri domates
Kareviz püresi için mazemeler (4 porsiyon):
3 adet kök kereviz
500 ml süt
150 gr tereyağı
10 gr deniz tuzu
YAPILIŞI
Kök kerevizler soyulup küp şeklinde doğranır. Süt içerisinde kısık ateşte 1 saat pişirilir. Kerevizler piştikten sonra süzülür. Tereyağı, tuz ve tane karabiber ilave edilerek hamiltonbeach’ten çekilir. Sote ıspanak kökü hazırlamak için ıspanak kökleri ayıklanıp yıkandıktan sonra sarımsaklı zeytin yağında sotelenir. Çeri domatesler ilave edilerek 10 saniye sotelenir. Tuz, tane karabiber ve 15 gr tereyağı ilave edilerek ocaktan alınır. Kereviz püresi ve levrek fileto ile servis edilir.
KUM MİDYELİ VONGOLE
MALZEMELER
500 gr linquine
1 kg kum midyesi
50 gr sarımsak
60 ml zeytinyağı
20 gr fesleğen
Yarım bağ maydanoz
100 ml beyaz şarap
5 gr deniz tuzu
2 gr tane karabiber
YAPILIŞI
Linguine kaynar suda 6 dakika haşlanır. Paslanmaz çelik tavada sarımsak ve vongole zeytinyğında sotelenir. Beyaz şarap ilave ederek 1 dakika tavanın kapağını kapatarak vongoleler pişirilir. Kapağı kaldırdığımızda eğer vongoleler açılmışsa pişmiş demektir. Maydanoz, taze fesleğen ve linguine ilave ederek sotelenir. Tuz ve tane karabiber ile tatlandırılarak servis edilir. Servis ederken üzerine maydonoz serpilir.