Pandemi döneminde ‘take away’ kahve aldığımız zincir markalardan biri olan Caffè Nero, yeni çalışmalarıyla ses getirecek.
10 ülkede 1000’den fazla mağazasıyla dünyaca ünlü zincir kahve markalarından biri olan Caffè Nero, 2007 yılından bu yana da 64 mağazasıyla Türkiye pazarında yer alıyor. Kahve ve yiyecek çeşitleriyle birlikte mağaza konseptleriyle de fark yaratan marka, pandemi dönemi koşullarında faaliyetlerine ara vermeden, yeni çalışma modelleri de üreterek devam ediyor.
Caffè Nero Türkiye CEO’su olarak 2018 yılında göreve gelen Ahmet Yanıkoğlu, dergimizin bu sayısında markanın dünden bugüne hikâyesini, pandemi dönemi çalışma koşullarını ve yeni projelerini anlattı.
Sayın Yanıkoğlu, 2018 yılında Caffè Nero Türkiye’nin CEO’su olarak görevine başladınız. Daha evvel de birçok önemli şirkette yönetici pozisyonunda yer aldınız. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Boğaziçi Üniversitesi ve Ecole Polytechnique de Montreal’de eğitimimi tamamladım. 27 yılı aşkın süredir perakende sektöründeyim. 1993’te Türkiye’nin ilk kişisel bakım ve perakende zinciri olan Cosmo Shop’u kurdum. Cosmo Shop’un 2005’te AS Watson Grubu’na satışının ardından Watsons’a dönüşmesi ile yeni oluşumun genel müdürü oldum. Watsons’ı 350 mağazalık bir ulusal zincir haline getirdikten sora da bayrağı devrettim ve 2018’den itibaren Caffè Nero Türkiye’de CEO’luk görevini üstlendim. Şimdi benzer bir hikâyeyi Caffè Nero’da gerçekleştirmek için ekip arkadaşlarımla beraber var gücümüzle çalışıyoruz.
“10 ÜLKEDE 1000’DEN FAZLA MAĞAZAMIZDA MİSAFİRLERİMİZİ AĞIRLIYORUZ”
Caffè Nero, dünyaca ünlü bir kahve zinciri. Caffè Nero’nun hikâyesi ne zaman ve nasıl başladı?
Kaliteli İtalyan kahvesine duyduğu tutkuyla yaklaşık 20 yıl önce yola çıkan Gerry Ford, mükemmel kahve lezzetini yaratma ve eşsiz bir deneyime dönüştürme arzusuyla, Caffè Nero’yu İngiltere’de kurdu. Bağımsız bir aile şirketi olarak, ustalıkla hazırlanan geleneksel İtalyan tarzı kahvelerimizle Caffè Nero olarak 10 ülkede 1000’den fazla mağazamızda misafirlerimizi ağırlıyor ve dünyanın her yerinden en iyi kalitede çekirdekleri toplayıp kendi kavurma merkezimizde titizlikle kavuruyoruz.
Caffè Nero’da, özenle hazırladığımız premium kahve içeceklerinin ve nitelikli ürünlerimizin yanında benzersiz bir ‘Kahve Evi’ deneyimi sunuyoruz. Misafirlerimizin huzur bulduğu ilham veren mağazalarımız ve baristalarımızın ustalığı ile ürünlerimizin kalitesini harmanlayarak bu deneyimi sağlıyoruz.
Caffè Nero’nun Türkiye pazarına girişi nasıl oldu?
Caffè Nero, 2007 yılında İngiltere’deki başarılı konseptin ilk uluslararası uzantısı olarak Türkiye’ye girdi. O zamandan beri nitelikli kahve içeceklerimiz ve ayrıcalıklı lokasyonlardaki mağazalarımızla misafirlerimizin gözünde farklı bir pozisyona yerleşmiş durumdayız. 2018’de benim Caffè Nero’ya katılmamla birlikte yeni bir gelişme aşamasına girdik. Farklı pozisyonumuzu daha belirginleştirecek projeler üretiyor ve ‘Kahve Evi’ deneyimini takdir edecek potansiyel misafirlerimize ulaşabilmek için yeni mağazalar açıyoruz. İçinde bulunduğumuz pandemi sürecinde kaçınılmaz olarak bazı projelerimizi erteledik ancak pandemi sonrasındaki yeni dönemde aynı yaklaşımla yolumuza devam edeceğiz.
Türkiye genelinde şu an Caffè Nero’nun kaç tane mağazası var ve ürün gamları içinde neler mevcut?
Bugün itibarıyla Türkiye’de 64 mağazamız var. Pandemi sonrasında değişen alışkanlıkları da dikkate alarak bu dönemde mağaza portföyümüzde bazı değişiklikler yaptık ve yeni beklentilere daha iyi cevap verecek şekilde zincirimize mağazalar ekliyoruz. Yeniköy’deki emektar mağazamızı hemen yakındaki açık ve kapalı oturma alanları çok daha elverişli olan yeni bir yere taşıdık. Yeşilköy, Ataşehir, Koşuyolu, Acıbadem gibi semtlerde Caffè Nero ‘Kahve Evi’ deneyimini yaşatacak yeni mağazalar açıyoruz. Hayat şartlarının normale yakın bir hale döneceğini umduğumuz Mayıs 2021 sonu itibarıyla 67 sayıda mağaza ile misafirlerimize hizmet veriyor olacağız.
Latte, espresso, Americano, cortado, flat white ve mocha gibi kahvelerimiz, frappe latte, iced latte, shaken over ice gibi soğuk kahvelerimiz ve içeceklerimizle Caffè Nero olarak çok zengin ve sofistike bir kahve menüsüyle misafirlerimizi ağırlıyoruz. Ayrıca, mevsimsel değişiklik işimizin en önemli tarafı. Her mevsimin gereksinimi ve karakteristiği farklı oluyor. Bizler de bu farklılığı mutlaka kahvelerimize ve eşlikçi lezzetlere yansıtıyoruz. Yiyecek menümüzde ise İtalyan ve Akdeniz lezzetleriyle farklı tatlar arayanlara hitap ediyoruz.
Caffè Nero Bebek mağazamız ile başlayarak ‘Kahve Evi’ deneyimini kendimize has yeni ve farklı bir konuma taşıdık. Önce Bebek, sonrasında Nişantaşı ve Tünel Narmanlı mağazalarımız, semtin geçmişi ve kendine özgü dokusunu koruyarak tasarlandı. Yalnızca mimari ve dekoratif özellikleriyle değil, yenilenen ürün gamı ve hizmet anlayışıyla da ‘Kahve Evi’ konseptli mağazalarımız farklılık yaratacak. Kahve tutkunlarına, ustalıkla hazırlanan kaliteli İtalyan tarzı kahve içeceklerinin yanı sıra lezzetli pasta ve kek seçenekleri sunuyoruz. Mağazalarımızdaki fırınlarda anında taze olarak pişirdiğimiz Fransız kruvasanları ve poğaçalarımız misafirlerimizin çok beğenisini kazandı. Bir süredir üzerinde çalıştığımız proje ile ‘deli tarzı’ sandviç ve yiyeceklerimizi güncelliyoruz. ‘Nero Deli’ adı altında, özenle seçilmiş malzemelerle günlük olarak hazırlanan panini, ciabatta, artizan tostlar, soğuk sandviçler, salatalar ile tazelik, lezzet ve güveni birleştiren, pratik bir yiyecek serisi yakında tüm mağazalarımızda yer alacak. Bu ürünleri baristalarımız en iyi şekilde hazırlayıp mağazalarımızda tüketim için servis edebileceği gibi misafirlerimizin al-götür veya adrese teslim yoluyla almaları da mümkün olacak. Nero Deli-To-Go ile giderek artan bu talebe, fark yaratan, nitelikli ürünlerle cevap veriyor olacağız.
Dünya, bir yılı aşkındır pandemi süreciyle mücadele veriyor. Bu salgının etkilediği en önemli alanlardan biri de yeme içme sektörü. Caffè Nero olarak salgının başlangıcından bu döneme nasıl bir süreç geçirdiniz?
Sosyalleşmenin merkezinde olan yeme içme sektörü, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pandemiden fazlasıyla etkilendi. Caffè Nero Ailesi olarak, bu pandemi sürecinde krize hazırlıklı ve aktif bir çalışma planı belirledik. Pandemi öncesinde devam eden online hizmet kanalımızı genişletmek adına, tüm alanları kapsayan mağazalarımızı aktif hale getirmek için çalıştık. Yönetimsel ve operasyonel becerimizle, misafirlerimize farklı kanallardan erişim sağlamaya ve hizmet vermeye devam ettik.
“ŞUBELERİMİZ, ‘GÜVENLİ TURİZM SERTİFİKASI’ SİSTEMİ ALTINDA FAALİYET GÖSTERİYOR”
Bu dönem içinde aldığınız önlemler neler oldu?
Bu dönemde önceliğimiz daima çalışanlarımız ve müşterilerimizin sağlığı oldu. Normalleşme sürecinde mağazalarımızın açılmasıyla, sağlık ve hijyen önlemlerimizi oldukça sıkı tuttuk. Güçlendirilmiş sağlık ve hijyen prosedürlerimizle, servis sırasında 1.5 metrelik sosyal mesafenin korunması, maske takılması, bu önlemlerin kriz planlarımız doğrultusunda belirlenmiş olan yöneticilerimiz tarafından sürekli olarak denetlenmesini, artık standartlaşmış bir şekilde uygulamaktayız. Tüm çalışanlarımız, COVID-19’dan korunma konusunda kapsamlı eğitim aldı. Çalışanlarımız, 15 dakikada bir ellerini dezenfekte ediyor; bu önlemleri rahatlıkla alabilmeleri ve kişisel bakımlarını istenilen sıklıkta yapabilmeleri için, tüm şubelerimize ekstra temizlik ve hijyen kiti gönderiyoruz. Çalışanlarımızın ateş ölçümü her mesai öncesinde yapılıyor. Personelin soyunma-duş-tuvalet ve ortak yemek yeme, dinlenme alanları sosyal mesafe koşullarına uygun olarak düzenlenmiş, bu alanların temizliği ve kurallara uygun şekilde dezenfeksiyonu düzenli olarak sağlanmış durumda.
Pandeminin başından itibaren titizlikle uyguladığımız mevcut sağlık ve hijyen önlemlerimizin bağımsız olarak denetimini sağlamak için en yoğun misafir trafiğine sahip olan şubelerimiz ‘Güvenli Turizm Sertifikası’ sistemi altında faaliyet gösteriyor.
Peki, çalışan kadronuzun iş güvencelerine dair ne gibi çalışmalar içinde bulundunuz?
Bu dönemde mağazalarımızda, saha organizasyonumuzda ve merkez ofisimizdeki çalışanları kadromuzda tutmak için elimizden geleni yaptık. Devlet desteklerinden eksiksiz faydalanmaları ve mağdur olmamaları adına tüm girişimleri yaptık ve idari prosedürlerde destek verdik. Normalleşmeden sonra çalışanlarımızı tam olarak istihdam etmeye devam etmek en önemli hedeflerimiz arasında. Pandemi sürecinde kaçınılmaz olarak kapanan mağazalarımızın yerine daha güçlü yeni mağazalar ekleyerek ve hizmet alanlarımızı genişleterek bunu sağlamaya çalışıyoruz. Umudumuz bir an önce normal çalışma şartlarına dönmek, iş hacmi ve istihdam olarak gelişmemize kaldığımız yerden devam etmek.
“ANA ÇALIŞMA MODELİMİZ ‘TAKE AWAY’E DÖNÜŞTÜ”
‘Take away’ ve ‘online’ satışlar, son yaşadığımız dönemde kahve mekanlarının bir nebze de olsa ayakta kalmalarını sağladı. Sizin ‘take away’ ve ‘online’ satışlarınızda ne gibi değişimler oldu?
Take away bizim faaliyetimizde zaten önemli yeri olan bir model. Pandemi döneminde mağazalarımızdaki oturma alanları önce kısıtlanıp sonra da tamamen kapatılınca, mağazalarımızın ana çalışma modeli ‘take away’ yani ‘al-götür’e dönüştü. Bu dönemde, doğal olarak adrese teslim talebi artmış oldu ve Yemeksepeti Vale ile verdiğimiz bu hizmette artış kaydettik. Normal şartlarda ofis bölgesi mağazalarımızda verdiğimiz bu hizmeti Yemeksepeti Vale’nin tüm kapsama alanına hizmet verecek şekilde başka mağazalarımıza da taşıdık. Yakında misafirlerimize ‘Caffè Nero Mobil’ uygulaması üzerinden adrese ve hatta mağazalarımızda iken masaya servis imkânı veren teknolojik gelişmeler de sunacağız. Misafirlerimizin evlerinde geçirdiği zamanın arttığı bu dönemde öne çıkan diğer bir kavram da ‘Coffee-At-Home’ oldu. Mağazalarımızda satışa sunduğumuz paket kahvelerimizden oluşan seçeneğimizi yeni geliştirdiğimiz Nespresso sistemine uyumlu kapsül kahvelerle zenginleştirdik ve Trendyol ve Hepsiburada’da satışa sunduk. Kapsül kahvede Caffè Nero özel harmanı olan Classico’nun yanında yeni nesil lezzetler içeren Peru ve Etiyopya seçeneklerimiz de var.
Yeme içme sektörünün bundan sonraki sürecini ve geleceğini nasıl yorumluyorsunuz?
Tüketici arayüzünde yer alan iş kollarının hayatın akışındaki değişikliklere çok çabuk uyum göstermesi değişmez bir kuraldır. Yaşamakta olduğumuz dijital dönüşüm ile kent hayatı ve tüketim alışkanlıkları zaten önemli bir dönüşümden geçmekteydi.
Yaşadığımız pandemi dönemi bu dönüşümü hızlandırdı ve son derece belirgin bir hale getirdi. Bu dönüşümün kent hayatı, gündelik alışkanlıklarımız ve tüketim tercihlerimiz üzerinde çok bariz etkileri olması kaçınılmaz. Çalışma hayatında yaşanan ve yaşanacak uzun dönemli değişimler yeme içme sektörünü de derinden etkileyecek elbette. Dijitalleşme ve adrese teslimin lojistik altyapısında yaşanan gelişmeler yeme içme sektörü oyuncularının mutlaka bu kanalda da etkin olarak yer almasını gerektirecek. Üretim ve organizasyon yapıları bu hizmeti daha nitelikli, daha çabuk ve asgari maliyetle verebilmek için yenilenmek ve gelişmek durumunda. Ürüne kolayca ve çabuk erişimi sağlayan bu yeni kanalın ortaya çıkışı yeme içme hizmetinin verildiği fiziksel mekânlardan olan beklentileri de etkileyecek. Bu mekânların bulundukları lokasyonları, sundukları ürün, hizmet seçeneğini ve de özellikle misafirlerine sağladıkları deneyimi zenginleştirecek şekilde bir dönüşümden geçmesi beklenmeli. Biz de Caffè Nero’da bu gelişmelere en iyi şekilde cevap verebilmek için fiziksel mağaza ve diğer hizmet kanallarımızı uyarlamak için projeler yürütüyoruz. Tüketici arayüzünde yer alan bir işletme olarak temel görevimiz bu değişim dalgalarını doğru algılayarak markamızın ayrıcalıklı konumunu gelişen yeni şartlar altında da sürdürmek. Tüm ekip olarak, her zamanki enerjimizle bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz.