“Ürünlerimizle dünyanın 8 anahtar markasından biriyiz”

by Basak Oksak

Toper Yurtdışı Satışlar Müdürü Ramazan Karakundakoğlu

Bilgisayarlı kahve kavurma makineleri, baca gazı temizleme sistemleri, taş ayırıcılar, baharat, çerez, kimyasal madde işleme sistemleri, silolar üretiyor ve 54 ülkeye ürünlerini ihraç ediyorlar. Toper Yurtdışı Satışlar Müdürü Ramazan Karakundakoğlu, her yıl yüzde 10 büyüme hedeflediklerini söylüyor.

Dünya üzerinde kahve kavurma makinesi yapan 300’den fazla üretici firma bulunuyor. Bunların içinden üretim kapasitesi, marka değeri gibi altı farklı kritere uygun, 137 ülkeye ihracat yapan, dünyanın sekiz anahtar markası arasına girmiş Toper de var. Firmanın ikinci kuşak yöneticilerinden Ramazan Karakundakoğlu’yla hem Toper markasını hem de kahve sektörünü konuştuk.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Mesleğe nasıl başladınız?

1979 yılında, sanat okulunun motor bölümünü birincilikle bitirdim. Üniversite sınavlarında da jeoloji mühendisliğini kazandım. Ama ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı günler nedeniyle öğrenimime devam etmek yerine ailemin yanında çalışmayı tercih etim. Sonrasında yurtdışı talepler gelince, üniversiteye tekrar başladım. Dış ticaret eğitimi aldım. TUBİTAK ve KOSGEB’le yapılan Ar-Ge projelerini hazırladım. Şu an firmamızın yurtdışı satışlar ve reklam bölümünü yönetiyorum.

 Toper firması sadece Türkiye pazarında güçlü konumda değil, dünya pazarında da söz sahibi olan ve tanınan markalardan biri. İlk üretime başladığı yıllarda Türkiye’de kavurma makinesi üretimi nasıldı, kahve sektörünün durumu neydi? Siz markanızın gelişimi bakımından hangi amaçları hedeflemiştiniz?

Firmamızı kuran babamız Nurettin Karakundakoğlu, değirmen makinelerinin üretimiyle iş hayatına başladı. Sonrasında oğulları İbrahim, Nuri ve benimle birlikte çalışmalarını sürdürdü. Üretilen değirmenler, kahve, baharat, bakliyat, kimya sanayilerinde kullanıyordu. Değirmenlerle birlikte az sayıda kahve kavurma makinesi de üretiliyordu. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında, 1975-76 yıllarında kahve ithalatı yasaklandı. Daha sonra yasak kalktı. Fakat yüksek vergiler, kaliteli kahve ithalatını engelledi, kahve tüketimi düştü. Kahve eski teknoloji kavurma makineleriyle işleniyordu. Kavurma süreleri uzundu, fire vermesin diye yeterince kavrulmuyordu. Sonuçta biz çok kötü bir kahveye alıştık. Yurtiçinde kahve kavurma makineleri talebi ise çok azdı. Fakat kahve kavurma makinelerine yurtdışından özellikle Yugoslavya ve Macaristan’dan talep geldi. Aranılan özellikler bizim makinelerimizde yoktu. Kalitenin yükseltilmesi, yeni ürün geliştirilmesi, ürünlerin yurtdışında da satılabilmesi, bilgi, yoğun çalışma, araç, eleman ve kaynak gerektiriyordu.

Önce Ege Üniversitesi’ne başvurduk, danışmanlık satın aldık.  KOSGEB, TÜBİTAK gibi kurumların Ar-Ge çalışmalarına destek verdiğini öğrendik, yazılım ve laboratuvar kurulum destekleri aldık. Yeni ürünler ortaya çıkınca İGEME’den pazar araştırması ve fuar katılım destekleri de alındı. Bu destekler firmaya gerek ekonomik, gerekse yenilikler açısından büyük bir değer sağladı. Destek veren bu kurumlarla çalışmaya başlamak, firmamıza kurumsal bir kimlik kazandırdı. 1993 yılında şirket haline geldik. Kurumsal bir yapı ve Ar-Ge kültürü oluştu.

Çok yönlü olarak başlayan değişim sonucu katma değeri yüksek yeni ürünler üretmeyi başardık. Bilgisayarlı kahve kavurma makineleri, baca gazı temizleme sistemleri, taş ayırıcılar, baharat, çerez, kimyasal madde işleme sistemleri, silolar ve anahtar teslimi fabrika üretilmeye başlandı. Kısa bir süre içeresinde 54 ülkeye ürünleri ihraç etmeye başladık. Üçüncü nesil olarak oğullarımız da bizimle birlikte çalışıyor. Yabancı firmalarla rekabet edebilmek, uluslararası ticari engellerini aşabilmek için ISO,CE, UL, ETL, GOST gibi kalite belgeleri aldık. Müşterilerimizi eğitmek için SCA ile işbirliğine gidip kahve akademisi kurduk. Dostlarımız olan müşterilerimizin geri dönüşleri ve isteklerine daima önem verdik.

Şu anda Toper markasının geldiği konumdan bahseder misiniz? Önümüzdeki ilk 10 yıl içerisindeki hedefleriniz neler?

Dünya üzerinde kahve kavurma makinesi yapan 300’den fazla üretici firma mevcut. Bu firmalar arasında yurtdışı kurumlarca altı farklı kriterle  değerlendirme yapılıyor. Bu kriterleri üretim adeti, üretim kapasitesi, kalite kullanım oranı, ortalama birim fiyatı, bürüt ciro, toplam üretim değeri, marka değeri olarak sıralayabiliriz. Buna göre bir ile sekizinci sıralar arasında yer alıyoruz. Yani ürünlerimizle dünyanın sekiz anahtar markasından biriyiz. Tamamı Türk emeğinin eseri olan ürünlerini şu an 137 ülkeye ihraç ediyoruz. Her yıl yüzde 10 oranında büyümeyi hedefliyoruz. Son 10 yıl içinde, her yıl bu hedefi aştık. Amacımız bu oranı gelecekte de gerçekleştirmek.

Kavurma makinesi pazarında hem yurtiçi hem de yurtdışı markaları değerlendirdiğimizde rekabet ve son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yalnızca ülkemizde değil, tüm ülkelerde az çok makine üretimi mevcut. Dünyamız şu an büyük bir ticari değişme ve ekonomik sıkıntılar içinde. Dünya üzerinde tüm alıcılar, daha ekonomik, kaliteli, çok fonksiyonlu, düşük enerji tüketen, akıllı, kalite sertifikası olan makineleri tercih ediyorlar. Ayrıca servis ağı, danışmanlık ve eğitim talepleri var. Şu an ve gelecekte, tüm bu müşteri taleplerine cevap verebilen firmalar ayakta kalabilir.

Türkiye ve dünyanın yaşadığı aşırı rekabeti ve birçok ekonomik krizi dinamik ve gelişmeye açık yapımızla aşmayı başardık. Teknoloji üreten ve ürettiği ürünler taklit edilen bir firmayız. Rekabetten korkmuyoruz.

Kavurma makinelerinde son 20 yıl içinde mekanik, genel kavurma tekniği ve teknolojik anlamda ciddi sistem değişiklikleri var. Bunları bizlere genel hatları ile tanımlayabilir misiniz? Nereden nereye geldi ve ileriye dönük nasıl bir inovatif gidiş mevcut?

Geçmişte odun ateşiyle kahve kavuran makineler aranılırdı. Ustalar çok önemliydi. Her zaman aynı kalitede kahve kavurmak çok zordu. Ülkemizde yalnızca Türk kahvesi içilirdi. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de farklı tip kahve demleme ve sunum şekilleri gelişti.

Kahve kavurma makineleri tüm dünyada tüketilen kahve tiplerine göre kahve kavurmak zorundalar. Şu an biliyoruz ki gelişmiş bir kahve kavurma makinesi ile aynı yeşil kahve çekirdeğinden birçok farklı aroma elde edilebiliyor. Artık yeni nesil kahve kavurma makineleriyle farklı teknikle, aynı yeşil kahveden birçok farklı aromalarda kavrulmuş kahve üretebiliyoruz. Akıllı makineler ile sürekli aynı kalitede kahve alabiliyoruz, kahve kavurma ustaları yeni kahve tatları ortaya çıkarabiliyor.

Bir tesise kavurma istasyonu kurulacaksa adım adım hangi aşamalarla fizibiliteyi gerçekleştiriyor, nelere dikkat ediyorsunuz?

Bizim müşterilerimiz yok, dostlarımız var. Onların kahve sektöründe başarılı olmaları bizi mutlu eder. Öncelikle dostlarımızın hedefleri çok önemli. Bu hedefe varmaları için geçmiş deneyimlerimiz doğrultusunda, gerekli danışmanlık, eğitim ve ihtiyaçları olan makine donanımını temin ederiz.

Yatırıma girmeden önce mutlaka ön fizibilite yapmalarını isteriz. Bu amaçla yeni oluşturulacak kapasite, üretilecek ürün, paketlenmesi, stoklanması, bina seçimi, makine yerleşimi, teslimat tarihi, kurulum, eleman eğitimi, ürün pazarlaması ve bunları gerçekleştirecek bütçe, kredi imkânlarına kadar birçok konu birlikte değerlendirilir. Yanlış fizibilite, planlama, yatırım, sıkıntı oluşturur. Tüm bu aşamalarda gerekli fikir alışverişi, düzeltme ve geri dönüşleri dostlarımızla birlikte yürütürüz.

Kahve sektörünün şu anki güncel durumu ve yakın gelecekteki gelişimini nasıl yorumlarsınız?

Günümüzde kanser vakaları sürekli atış gösteriyor. Dünyada doğala yakın çok az içecek mevcut. Su, süt, taze sıkılmış meyve, çay ve kahve. Kahve dünyanın ikinci büyük emtiası. Dünyanın her yerinde tüketimi artıyor. Kahve sektörü büyüyor ve çoğunlukla franchise modeliyle ilerliyor. Türkiye’de hâlâ yılda yüzde 70 oranında büyüme gösteren bir sektör ve henüz gelişim sürecinin başında olduğunu söylemek mümkün. İngiltere’de 2017 sonu itibarıyla 24 binin üzerinde kahve mağazası bulunuyor. Nüfusu daha düşük olmasına rağmen bu sayı Türkiye’nin 15 katına tekabül ediyor.

Dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da ülkemizde açılan her dört kahve dükkânının ikisinin kapanıyor oluşu. Kapanmaların çoğu yerli ve bireysel firmalar. Yetersiz kahve sektörü bilgileri, yetersiz fizibilite, yetersiz yetişmiş insan kaynakları ve yetersiz finansman sonucu kapanıyorlar ne yazık ki.

Kahve kavurma makinesinde olması gereken standart özellikler

  • Uluslararası standartlarda gaz emniyet sistemi
  • Dijital sıcaklık termostat kontrolü
  • Numune kasığı
ve numune camı
  • Soğutma tavası ve karıştırıcısı
  • Kazan içi yeşil kahve sıcaklık kontrolü
  • Numune kontrol lambası
  • Toz odası
  • Kazan altı kepek tutma çekmecesi
  • Uluslararası kalite ve emniyet sertifikasından en az biri (CE, UL, ETL)
  • Tek renk kavurma
  • Sürekli aynı ayarda kahve kavurabilme
  • Kazanlı makinelerde 2 katlı kazan
  • En az 2 yıl garanti
  • Düşük enerji kullanımı
  • Ayrıntılı kullanma ve bakım kitabı, makine eğitimi, servis ve yedek parça
  • Profil takılabilme özelliği
  • Bilgisayar ile bağlanabilme, Cropster, Artısan gibi uluslararası kahve profili programlarına uyumluluk.

Röportaj: Birgül Kopuz

Bunlar da hoşunuza gidebilir

Leave a Comment

Secured By miniOrange