Lokal Ürünler, Mevsiminde Beslenme, Doğaya Saygı: Gourmet Ladies

by selenay

Altı yıl önce bir blog ile başlayan yolculuk bugün Gourmet Ladies markası altında lokal ürün ve üreticileri buluşturuyor. Ürün gamında kahve ve bitki çayı çeşitleri, katkısız fıstık ezmesi, baharat karışımı, ev yapımı tadında sağlıklı atıştırmalıklar bulunuyor. The Bean Kids kutuları ise çocukları toprakla, tohumla buluşturuyor. Markanın kurucusu Ezgi Nur Aydın Hacıevliyagil, “Toprakla vakit geçiren çocukta doğaya sevgiyle yaklaşmak, sabır, keşfetmek, paylaşmak gibi pek çok olumlu özellik olur” diyor.

Röportaj: Birgül Kopuz

Gerçeğe dönüşen her hayal gibi, Gourmet Ladies de güzel tesadüfler ile ortaya çıkmış. 2015 yılında gezmeyi ve deneyimlemeyi seven bir grup arkadaşın, paylaşarak büyümek mottosuyla başlayan yolculukları zamanla edinilen yeni tecrübelerle birlikte büyüyerek, değişerek, gelişerek ama aslında özünü yitirmeden lokal ürünlerin ve üreticilerin buluştuğu bir marka haline gelmiş.

Gourmet Ladies bir hayalin gerçeğe dönüşmesinden çok daha başka bir yerde konumlanıyor. “Dünya bizim köyümüz” felsefesi ile yola çıkarak, yanı başımızda olan birçok farklı ürünü ve lezzeti deneyimleme ve paylaşma imkânı sunuyor bize. Şimdi gelin bu güzel oluşumu, bugüne kadar neler yaptıklarını ve geleceğe dair projelerini Gourmet Ladies Kurucusu Ezgi Nur Aydın Hacıevliyagil’den dinleyelim…

Öncelikle Gourmet Ladies girişimini anlatır mısınız? Ne zaman, hangi amaçla ve nasıl kuruldu? Bugüne kadar ne gibi çalışmalar yaptınız?

Yeditepe Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü lisans eğitimim sonrasında kariyerime global bir firmada pazarlama iletişim departmanında başladım. Daha sonra babamla birlikte sigorta sektöründe çalışırken dijitale olan ilgim paralelinde Yeditepe Üniversitesi’nde elektronik ticaret yüksek lisansı yapmaya karar verdim. Kurumsal hayatımı son olarak bir kozmetik firmasının marka departmanında çalışarak sonlandırdım ve okulda almış olduğum girişimcilik dersinin beni çok etkilemesiyle birlikte kendimi bu yönde geliştirmeye ve ilerletmeye karar verdim; ardından da Gourmet Ladies’i kurdum.

Girişimciliğimin yanında mezun olduğum yüksek lisans bölümünde öğretim görevlisi olarak dijital içerikler üzerine ders verme imkânım oldu. İş fikrim 2015’te kız arkadaşlarımla ‘paylaşarak büyümek’ mottosu ile geliştirdiğimiz blog hesabını; ilgi alanım, akademik kariyerim ve aldığım eğitimler doğrultusunda lokal noktalardan edindiğim deneyimleri ev tüketim odaklı üretime çevirme hayali ile başladı. Gourmet Ladies blog sayfası içeriğini oluştururken sosyal medyada popüler olan yerleri seçmekten ziyade yerel halkın nerelere gittiğini araştırarak rotamızı belirliyorduk. Bu gezi kültürü benim; ülkemizde yaptığım gezilerde de aynı şekilde rota oluşturmamı sağladı ve bu sayede çok fazla lokal üreticiyle tanışma imkânı buldum. Onlarla konuştukça hem onların sorunlarına şahit oldum hem de üretimini gerçekleştirdikleri ürünlerin ne denli bir kıymet ve emek içerdiğini gördüm. 2018’de KOSGEB’den aldığım kadın girişimci eğitimini tamamlayıp hibe alarak Aralık 2018’de iş fikrimi hayata geçirdim.

Köy projeniz hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?

Köy projemiz daha çok yeni fikir aşamasında. Bu fikir Gourmet Ladies’in ilk çıkış noktası olan blog sayfasının keşif odağından ortaya çıksa da buna yön veren şey eşimin ve benim kendi ihtiyaçlarımız ve hayat beklentilerimiz doğrultusunda hayata geçirmek istediğimiz bir proje. Burada dikey tarım gerçekleştirerek kendi hammaddemizi kendimiz üretip yine lokal üreticilere işletmek istiyoruz. Aynı zamanda burayı bir deneyim köyü haline getirip özümüzde olanı hatırlamak ve çocukların da bunu unutmamasını sağlayacak aktiviteler gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bu proje üzerine çalışmalarımız devam ediyor.

Ürünlerinizi de biraz anlatır mısınız bize?

Kahve, bitki çayları, katkısız fıstık ezmesi, baharat karışımı, ev yapımı tadında sağlıklı atıştırmalık ve sürdürülebilirlik alanında kendi üretimimiz olan kumaş filtrelerimiz mevcut. Ayrıca, The Bean Kids adında evde kendi sebze meyvenizi yetiştirmenizi sağlayan setlerimizi de satışa sunduk. “Kendi sebze bahçeni oluştur” konseptli aile ve çocuk odaklı kutular hazırladık mevsimine göre tohumları ve gerekli toprak ve bilgi kartlarını gönderiyoruz, kendiniz evde yetiştirebileceğiniz meyve-sebzeleri saksıda katkısız ve doğal bir şekilde yetiştirebiliyorsunuz.

The Bean Kids kutusunda mevsimsel tohum bulunuyor. Biz çeşit sunuyoruz ve 3 tane seçiliyor içerisinden. Nasıl yetiştirilir ve bakılır kartları ile yönlendirmeler mevcut. Kendimiz köyde özel karışım olarak yaptırdığımız ilaç ve katkı içermeyen doğal gübre bulunan toprak karışımı da iletiyoruz ve talimatlar doğrultusunda ister bizim gönderdiğimiz viyoller ile ekime başlayabilirsiniz, isterseniz de kendi saksınızda tohumları yetiştirebilirsiniz.

Çocukları toprakla, tarımla buluşturmak neden önemli?

Toprak ve kum çocuğun denge mekanizmasının gelişimine katkıda bulunur. Serbest bir arazide koşan, hareket eden, oynayan çocuğun kendine olan özgüveni de artar. Çocuk bir şeyler yapabildiğini görünce mutlu olur. Çocuğun enerjisini dışarı atmasını kolaylaştırır. Çocukların toprakla oynamaları, hem bedensel hem de ruhsal gelişimlerinin yaşıtlarına göre daha hızlı olmasını sağlayabilir. Artık çocuklarda sokakta oynama, toprağa dokunma gibi aktiviteler çok az. Tarım içerisinde olan toprakla vakit geçiren çocukta; doğaya sevgiyle yaklaşma, bir bitkinin yetişmesiyle gelişen sabır yönü, keşfetmek, paylaşmak gibi birçok unsuru bir arada gözlemleyebiliriz.

Ürün çeşitliliği ve verimliliği açısından çok şanslı bir coğrafyadayız ama bu şansı yeterince kullanamıyoruz. Tarım alanlarımız azalıyor, üretici ekonomik zorluklarla boğuşuyor, kuraklık kapıda… Bu konuda neler söylemek istersiniz? Bu tablo tersine çevrilebilir mi?

Topraklarımız öylesine kıymetli ki son dönemlerde de duymaya alışkın olduğumuz atalık tohumların korunması gibi konularla daha da kıymetlendiğini görebilirsiniz. Bu tabloyu yeni teknolojiler kullanıp bilinçlenerek tersine çevirmek elbette mümkün. Bu sebeple önceliğimiz atıklarımızı azaltmak olabilir. Ev içinde ve sosyal yaşantımızda atıklarımızı azaltarak, kompost yaparak iklim krizi için elimizi taşın altına koyarak başlayabiliriz.

Tarım alanları konusunda verimlilik arttırmak için yapılabilecekler; geleneksel tarım yöntemlerini teknoloji ile birleştirerek topraksız tarım, dikey tarım, daha verimli su kullanımı, doğru tohum ve gübre konularında eğitim ve bilinçlenme ile mümkün olacak. Sürdürülebilir yaşam ve tarım mümkün, önemli olan bu konularda bilinçlenmek. Bunun için en basit adım olarak buğday derneğinin sosyal medya hesaplarını ve sürdürülebilirlik için yayınları takip edebiliriz.

Mevsiminde beslenme neden önemli? Bu alışkanlığın kazandırılması için neler öneriyorsunuz?

Mevsiminde tüketilen sebze ve meyveler besin değeri ve insan sağlığı açısından önemli bir yere sahip olmuştur. Mevsimsel beslenmeyi bir yaşam tarzı haline getirmeye çalışmak hem kişinin sağlığı hem de gezegenimiz için çok önemli bir harekettir. Mevsimsellik, sebze ve meyvelerin taze olarak yetiştirilmesini sağlar ve ekolojik pazar kültürünü destekler. Mevsiminde yetişen sebze ve meyveler daha ekonomik olur; çünkü dışarıdan ekstra bir etkiye maruz bırakılma sorumluluğunda olmazlar. Mevsiminde tüketilen sebze ve meyveler insan sağlığı açısından önemli bir yere sahiptir. Yerel gıdayı mevsiminde tüketmeye başladığımız zaman ürünlerin uzaktan gelme riskini ve karbon salınımı da azaltmış oluruz. Bunu bir alışkanlık haline getirmek için mevsimsel meyve sebze tablolarını takip etmenin yanı sıra evde yaptığımız yemekleri buna göre bir düzende yapabiliriz. Bu sayede “Ne pişireceğim?” derdi de bir nebze olsun azalabilir.

Pandemi dönemi sağlıklı beslenmeye ilgiyi önemli ölçüde artırdı. Bu ilgiyi canlı tutmak ve toplumun her kesimine yaymak adına neler yapılabilir sizce?

Sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemini toplumsal sağlık sorunu yaşadığımızda çok daha iyi anlamış olsak da bunu sürekli kılmakta güçlük çekiyoruz. Bu denge gelir düzeyi yüksek kişilerde ‘trend’lere göre beslenmeyle dengesizleşiyor, gelir düzeyi düşük kişilerde de alım gücünün yetersizliği sebebiyle sağlıklı ve dengeli beslenme işinde toplum olarak yetersiz kalıyoruz. Bunu toplum için canlı tutmak istiyorsanız, üretimin en başına ekonomik açıdan destek olmalı ve halk sağlığının önemi hakkında bilinçlendirme çalışmaları yapmalıyız. Toplumu bu alanda eğitmeliyiz.

Yukarıdaki soruyla bağlantılı olarak, malum sağlıklı beslenme sadece parası olanlar için mümkün gibi bir algı var… Üzerinde ‘organik, doğal’ yazan ürünleri neden bu kadar yüksek fiyatlarla satın almak zorunda kalıyoruz?

Türkiye verimli topraklara sahip olsa da üzerinde her ‘organik’ yazana inanmamak gerekiyor. Mutlaka bu anlamda arka etiket okumayı öğrenmeliyiz. Biz ‘doğal’ yazıyoruz, hammaddemizin nereden geldiğini tespit ediyoruz ve paket içerisine herhangi bir koruyucu, katkı maddesi vs. koymadığımız için buna katkısız ve doğal diyoruz. Kesinlikle organik iddiamız bulunmamakta; çünkü organiklik ülkemiz koşullarında zorlu olmasının yanı sıra maliyet açısından toplumun elini yakıyor. Bunun için öncelikli olarak yetiştiriciye yani çiftçiye inmeliyiz, çiftçinin hammaddesini yüksek fiyatlı satmak zorunda kalmasından başlayan bir zincir aslında. Beslenmek temel ihtiyaçlarımız arasında ve verimli topraklara sahibiz, buna rağmen iyi gıdalara erişememe sebebimiz ise ekonomik nedenler. Üretim yapan tesisin temel giderleri gibi ekonomik sorunlarla birlikte bizim rafta dokunduğumuz ürün el yakar cinsten.

Siz kadın girişimciler olarak yine kadın üreticileri destekliyorsunuz. Bu konuda ne gibi girişimleriniz ve ileriye dönük projeleriniz var?

Bir kadın girişimi olarak elbette hemcinslerimde pozitif bir ayrım söz konusu. Bunun için üretici araştırması yaparken o alandaki kadın üreticilerle de görüşüyoruz. Bazen talep onlardan da gelebiliyor, ürününü satmıyor bile olsak mutlaka destek veriyoruz. İleriye dönük olarak köy projemiz içerisinde onlara bir alan tanımlayacağız. Anneleri hedefleyen bir politika izleyen çalışmalarımız da olacak.

Kahvaltılık kuru domates ezmesi

Malzemeler

10-15 adet kuru domates

2-3 yemek kaşığı zeytinyağı

2-3 adet iç ceviz

Yarım limonun suyu

2 çay kaşığı kekik

1 tatlı kaşığı baharat karışımı

1 çay kaşığı kuru nane

Tercihe göre 2 diş sarımsak ve pul biber

Yapılışı

Kuru domatesleri ılık su içerisinde 15 dakika bekletin. Yumuşadıktan sonra fazla suyunu alarak mutfak rondosunda diğer tüm malzemeleri de içerisine katarak hiçbir pütür kalmayıncaya kadar rondodan geçirin. Çıkan tüm malzemeyi cam kâseye alarak dilerseniz üzerine ekstra zeytinyağı ekleyerek saklayabilir veya anında servis edebilirsiniz.

Yer fıstıklı kıtır kahvaltı

Malzemeler

2 adet milföy veya baklava yufkası

3 yemek kaşığı yer fıstığı ezmesi

Tercihe göre ceviz veya fındık

Yapılışı

Milföy tercih ediyorsanız oklava ile onu incelterek açın (baklava yufkası ile buna gerek yok). İç kısma yer fıstığı ezmesini sürün ve tercihe göre ceviz veya fındık ekleyerek rulo haline getirin. Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında alt üst açık şekilde 15 dakika rulolarınızı pişirin. Dilerseniz tek, dilerseniz süt veya yoğurt içerisine atarak servis edebilirsiniz.

Şekersiz yulaflı kurabiye

Malzemeler

2 su bardağı yulaf unu

1 adet olgun muz

1 çay kaşığı tarçın

2 yemek kaşığı yer fıstığı ezmesi

Yapılışı

2 su bardağı yulaf unu içerisine (yulafınızı da rondodan geçirerek un haline getirebilirsiniz) büyük boy olgunlaşmış muzunuzu ezerek ekleyin. Tarçın ve yer fıstığı ezmesini de ekleyip karıştırdıktan sonra dilediğiniz şekli vererek yağlı kâğıt üzerinde tepsiye dizin. 180 derecelik fırında 15-20 dakika fırınınızın pişirme ayarına göre pişirin, daha sonra çıkarıp dinlendirdikten sonra yanına kahve veya çayla servis edebilirsiniz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir

Leave a Comment

Secured By miniOrange