Kahve ve sağlığımız

by Basak Oksak

Gün geçmiyor ki kahve ile ilgili yeni bir araştırma yapılmasın. Durum böyle olunca da bilgiler biraz kafa karıştırabiliyor. İsterseniz gelin, kahvenin sağlığımıza faydalarını hatırlatalım ve ölçülü tüketilmediğinde ortaya çıkabilecek olumsuz etkileri kısaca özetleyelim.

Farklı kültürlerin parçası haline gelmiş kahve, dünya üzerinde tüketilen en popüler içeceklerden. Özellikle Türk kahvesi bunun en güzel örneği. Türk kahvesinin efsanevi yolculuğu romanlara bile konu olmuş.  Yazımıza bununla ilgili bir örnekle başlayalım. Hüseyin Rahmi Gürpınar, ‘Can Pazarı’ adlı romanında Türk kahvesine çok fazla yer veriyor. Romanın kahramanı Veysi kendisi ve arkadaşı için kahve ısmarlarken kahveciyi bir konuda ikaz eder: “Baba, iki şekerli kahve yap. Fakat yorgunuz, dikkat et, kestane suyu olmasın.”

“Kestane suyu olmasın” (az miktarda kahve ile pişirilmemesi) veya ‘kahveyi kestirme’ (köpüklü olması) gibi ikazlar o dönem kahve tiryakilerinin sık sık kullandığı kalıplardanmış. 

Dünya üzerinde tüketilen en popüler içeceklerden birinin kahve olmasının nedenin, içerdiği yüksek kafein oranı ile enerji vermesi olduğunu düşünüyorum. Ancak telveli kahvelerin (Türk kahvesi, filtre kahve gibi) insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri bulunuyor. Bu olumlu etkilerin sebebi, kahve çekirdeğinin içerdiği antioksidan ve fitokimyasallar.

Kahvenin sağlığımıza faydaları

Kahvenin içerdiği kafein, solunum etkinliğini güçlendiriyor, yorgunluğu geciktiriyor ve dayanıklılığı artırıyor. Tüm bunların kafeinin merkezi sinir sistemindeki adenozin reseptörleri üzerindeki antagonisttik etkisinden kaynaklandığı düşünülüyor. Ayrıca düşük dozlarda kafein egzersiz süresini artırıyor ve egzersiz sırasında kas ağrısını azaltıyor.

Kahvenin bileşiminde doğal olarak bulunan kafein, metabolizma hızını arttırarak yağ yakımına yardımcı oluyor. 

Kahve zihnin uyanık kalmasını sağlıyor. Psikolojiyi olumlu yönde etkiliyor,  yani kahvenin depresyona da iyi geldiğini söyleyebiliriz. 

Hem normal hem de kafeinsiz kahve, glikoz emilimini düzenleyen gastrointestinal hormonların salgılanmasını akut olarak değiştiriyor, böylece glikoz daha yavaş alınıyor. Klorojenik asidin bundan sorumlu olduğu düşünülüyor. Klorojenik asit, hem kafeinsiz hem de normal kahvelerde bulunan bir fenolik (aromatik) bileşik ve bir antioksidan. Bu bileşiğin, genel glikoz taşınması üzerinde antagonistik bir etkiye sahip olduğu görülüyor, bu da ince bağırsaktan aşağıya doğru gerçekleşen kan akışının daha yavaş alınmasına yol açıyor. 

Son zamanlarda yapılan araştırmalarda kahvenin Alzheimer hastalığının başlangıcını geciktirdiği de düşünülüyor. 

Karaciğer hasarına karşı koruyucu etkisi bulunsa da bu, kahvenin ilaç gibi olduğu anlamına gelmiyor. Ayrıca safra taşı hastalığı olanlar için kahve önerilmiyor. 

Düzenli ve ılımlı kahve içmenin, salgın hastalık riskini azaltıp azaltmadığına dair araştırmalara da devam ediliyor.

Tüm bu olumlu etkilerinin yanında aşırı kahve tüketiminin zararları da var elbette.

Kahvenin olumsuz etkileri

Aşırı kahve tüketimi erişkinlerde kafein toksisitesi (zehirlenme), sinirlilik, uykusuzluk, duyusal bozukluklar, diürez (fazla miktarda idrar oluşması), kalp çarpıntısı, yüksek solunum ve gastrointestinal rahatsızlıklar gibi birçok olumsuz etki yaratabiliyor. 

Kafein toksisitesi (zehirlenme) çocuklarda da şiddetli kusma, taşikardi (kalp atışlarının normalden fazla olması), santral sinir sistemi ajitasyonu ve diürez ile kendini gösteriyor. Kafeine kronik maruz kalma, gastrointestinal sistem, karaciğer, böbrek sistemi ve kas sistemini içeren bir dizi disfonksiyona neden olabiliyor.

Kafein ve nikotin sinerjistik etki yaptıklarından, beraber tüketildiğinde daha fazla zararlı etkiye yol açtıkları görülmüş. Yani eğer kahveyi sigara ile beraber tüketirseniz daha fazla zarar veriyor.

Hamilelik ve emzirme döneminde kafein içeren içeceklerin tüketilmemesi veya sınırlı tüketilmesi gerekiyor.  Kafein anne sütü ile bebeğe geçebiliyor ve bu da bebekte olumsuz etki yaratabiliyor.

Kafein zehirlenmesine karşı ne yapılmalı?

Kafein zehirlenmesi görüldüğü anda kişinin hemen kusturulması gerekiyor. Eğer şikâyet devam ederse doktora başvurulmalı ve gerekirse ilaç tedavisi uygulanmalı. Her kahve içiminde bu sorunla karşılaşılıyorsa kahve alımının azaltılması gerekiyor.

Yazı: Cangül Bal (Gıda Mühendisi)

Bunlar da hoşunuza gidebilir

Leave a Comment

Secured By miniOrange