Yazı ve Fotoğraflar: Reha KADAK
Kahve yanına vejetaryen ve vegan beslenenler için adres Galata’daki Vacilando. Beyoğlu ve Beyoğlu özelinde Galata dendiğinde şahsım için akan sular durur. Zira ilçe, atalarımın ve benim doğup büyüdüğüm, Galata’da dedelerimin geçmişte avize atölyelerinin bulunduğu bölgedir. Çocukluk, gençlik ve olgunluk dönemimin belli bir evresini Galata’da geçirdim, şimdi ‘Körler Ülkesi’ Khalkedon’da yani Kadıköy sınırları içindeyim. Kendime dair girizgâhı tamamladıktan sonra esas konumuza dönebiliriz: Kahve ve kahve yanı lezzetler.
Galata, son 10 yılda farklı bir dönüşüm içinde. Galata Kulesi, yeniden hatırlanır olurken bölge ardı ardına açılan yeme içme mekânlarıyla dolup taşıyor. Özellikle de son birkaç yılda açılan mekânların niteliği oldukça tartışılırken, çok yakın zamanda Serdar-ı Ekrem’in bir alt sokağı olan Dibek Sokak’ta faaliyet göstermeye başlayan yeni bir mekân, semtin yeme içme niteliğini yeniden yukarı çıkaracak. Bu yeni mekân doğaya, hayvanlara ve insanlara karşı saygılı bir duruşu olan yeni nesil bir vejetaryen/vegan kafe: Vacilando.

Özge Kırış’ın lezzet ‘yolculuğu’
Bu paragrafa da bir Özge Kırış girizgâhı yaparak başlamalıyım. Kendisi yüksek lisanstan arkadaşım olmakla birlikte, ilk french press kahveyi 2009 yılı gibi kendisinden içmiştim. O günden başlayan kahve merakım, bugün severek okuduğunuz bu derginin yazı işleri müdürlüğüne giden ‘yolculuğu’ başlattı bende. Bundan dolayı ayrıca kendisine teşekkür ediyorum. Öyle ki Özge Kırış, ‘yolculukları’ seven bir insan. Kendi hayatı bu yolculuklarla anlam kazanıyor. 2011 yılında bir kariyer değişikliği ile MSA’ya gitmeye karar vererek bu yolculuğunu başlattı. 2014’e kadar çeşitli yerlerde çalışıp sonrasında Arnavutköy’de küçük bir dükkânda büyük lezzetlere imza attığı, İspanyolca “Yolculuğun kendisine, varacağı yerden daha çok önem veren kişi” anlamına gelen Vacilando’yu kurdu. Oradaki yolculuğu başka serüvenlerle devam ettikten sonra, Vacilando bu sefer Galata’ya demir attı. Kadın üreticiler, geri dönüşümlü ambalajlar, alternatif bir yaşam biçimi…
Vacilando’nun doğaya, hayvanlara ve insanlara saygılı yeni nesil bir vejetaryen/vegan kafe olduğundan bahsetmiştim. Ürünlerini öncelikli olarak kadın üretici ve kadın kooperatiflerinden temin ediyor. Geri dönüşümlü ya da ileri dönüştürülmüş ambalaj kullanıp atıklarını da ayrıştırarak kendi kompostunu üretiyor. Öyle ki bu konuda takip edilebilir ve şeffaf. Bir kooperatif erişim merkezi görevi görerek atığını azaltmak amacıyla, mutfakta kullanılan tüm ürünleri nihai tüketicinin ‘ihtiyacı olduğu kadar’ almasını hedefleyerek üretici ve tüketiciyi birleştirip ‘şehirde alternatif bir yaşam biçimi’ sunuyor.
Kahve yanına Fransız mutfağından izler taşıyan vegan/vejetaryen lezzetler
Vacilando, az önce değindiğim duruşunun/felsefesinin çerçevesinde, kahve yanına harikulade vegan/vejetaryen lezzetler yapan bir mekân. Menüsü günlük olarak değişmekle birlikte, daima taze ürünler sizi bekliyor. Malzemeleri Türkiye’nin çeşitli çiftliklerinden geliyor, kullanılan un ise sadece atalık un. Fransız mutfağından izler taşıyan kafenin menüsünde kruvasan çeşitleri, kurabiye, kek, turta, kiş, tost, pasta ve salata gibi lezzetler bulunuyor. Menüde aynı zamanda glutensiz ve şekersiz seçenekler de yer alıyor. Bu güzel kafenin birbirinden leziz tatlarını, mekânın farklı konsepti içinde keyifle tüketirken, sevdiğiniz bir lezzeti de önceden sipariş vererek gelip paket olarak alabilirsiniz.
VacIlando’nun kahveleri: ‘doğrudan ticaret’
Vacilando, yeni nesil kahve mekânı olmamasına rağmen, ‘iyi bir kahve’ servis etme derdinde. Bu kahve de mekânın felsefesine uyan bir nitelikte, yani ‘doğrudan ticaret’ yöntemiyle kahve çekirdeğini çiftliğinden getirip kavuran lokal kahve kavurucularından temin ediyor. Kahve, aynı zamanda bir vegan içecek olması sebebiyle, menüdeki lezzetlerle de rahatça eşleşebiliyor.
Kafede ruhu olan antika eşyalar
Vacilando’nun kafe bölümü, aynı zamanda antika eşyaların satıldığı bir alandan oluşuyor. Antikane’nin seçtiği bu antika ürünler, sürekli değişerek mekânda yer alacak.