Yüzlerce gönüllü bir araya gelip yolda kalanların, yola devam etmesini sağlıyor. Herkes kendince emeğini, parasını, eşyasını, zamanını ve hepsinden önemlisi gönlünü koyuyor ortaya. Deliler Kahvehanesi’nde iyilik kazanıyor her zaman…
“Aslında sen birine dokunduğun anda kendine dokunursun. Sen gerçekten kendine dokunmak istiyorsan birilerine dokunmak zorundasın. O birilerini de bulamıyorsan burada yeterince var. Gel burada hep birlikte el ele birilerine dokunup kendimizi iyileştirelim.” Böyle diyor Deliler Kahvehanesi’nin kurucusu Ali Demir. Ali Demir’in kim olduğunu yazının ilerleyen sayfalarında öğreneceksiniz zaten. Biz şimdi biraz İstanbul’un Küçükmustafapaşa semtindeki Deliler Kahvehanesi’ni anlatmaya çalışalım size. Sözü fazla uzatmadan, Deliler ve Veliler Derneği Başkanı Aşkım Ünek’e bırakarak…
Deliler Kahvehanesi ne zaman ve ne amaçla açıldı?
2009 yılında Musa Dede ve Tayyar Usta ile beraber sokakta yaşayan yardıma muhtaç insanlara el uzatmak üzere Derviş Baba Deliler Abdallar ve Meczuplar Kahvehanesi’ni kuran Ali Denizci, yola 2016 yılından bu yana Deliler Kahvehanesi adı altında devam ediyor. Sayısız gönüllüyü peşine takan bu gönül birliği hareketi Balat’ta her geçen gün daha da büyüyor.
Deliler Kahvehanesi’nde neler var. Mesela kahvaltı için gelen biri neler buluyor?
Deliler Kahvehanesi’nde ne yok ki! Yapılan, sunulan, servise çıkan şeylerin büyük bir bölümü gönüllülerimiz tarafından ev ortamında hazırlanıyor. Örneğin sabah kahvaltısında misafirlerimize ikram ettiğimiz bal, bir gönüllümüzün çiftliğinde üretiliyor ve tamamen doğal. Reçellerimiz mevsiminde toplanan meyvelerle hazırlanıyor ve yine gönüllülerimizin özenle yaptığı ev yapımı reçeller. Cumartesi ve pazar sabahları rezervasyon ile misafirlerimizi ağırlıyor ve serpme kahvaltı hazırlıyoruz. Gönüllülerimiz mutfağa giriyor; omleti, menemeni, salatasıyla yani bir kahvaltıda ne olması gerekiyorsa tüm hazırlığı özenle yapıyor. Hafta içi Deliler Kahvehanesi’ne yolu düşen ve kahvaltı etmek isteyenlere ise zengin bir kahvaltı tabağı hazırlıyoruz. Kahvaltının yanı sıra öğle ve akşam yemekleri için çorba, ana yemek, pilav veya makarna gibi yardımcı yemek hazırlığımız oluyor. Ayrıca zeytinyağlı dolabımızda çeşit çeşit taptaze zeytinyağlılarımız yerini alıyor. Her gün birbirinden farklı tatlılarımız, lezzetli çaylarımızın yanında ziyaretçilerimizin beğenisine sunuluyor. Yaz aylarında ev yapımı limonatamız ve buz gibi ikram ettiğimiz şerbetimiz var. Kış aylarında ise menümüzde tamamen doğal salep var.
Etraftaki kafelerden bizi ayıran en büyük özelliğimiz ise kafemizden elde edilen gelirin tamamının sokakta yaşayanlara, evsizlere, ihtiyacı olanlara kullanılması. Her gün aşevimizde verdiğimiz akşam yemeğinin malzeme alımını da bu gelirle yapıyoruz.
Peki işin yardımlaşma ayağından da konuşalım biraz. Kimler, hangi bağışlarda bulunabiliyor? Bu bağışlar nasıl tasnif ediliyor?
Bağışlar gönüllülerimizin tercihine göre ayni ve nakdi olarak yapılabiliyor. Her türlü bağışı kabul ediyoruz. Erzak yardımlarının dışında, kıyafet, beyaz eşya, mobilya gibi akla gelebilecek tüm yardımlara açığız. Örneğin bir anne bebeğini dünyaya getiriyor ama bebeğini uyutacak beşiğe sahip değil. Zor durumda bir aile güç bela bir ev kiralıyor ama yatacakları bir yatakları, başlarını koyacakları bir yastıkları olamayabiliyor. Evini ısıtacak sobası olmayan insanlar var. Kimi zaman bir beşik, kimi zaman bir yastık, kimi zaman ise bir soba ihtiyacı olana bizim aracılığımızla ulaştırılıyor.
Bir insanın hayatını sürdürebilmesi için akla gelebilecek her şeye ihtiyaç var. Tabii burada gerçek anlamdaki ihtiyaçlardan bahsediyoruz. Bu sebeple ihtiyaçları kategorize etmek mümkün değil.
Sağlık veya psikolojik problemleri olanlar da bu kapıdan girer ve bazen problemini nasıl çözeceğini bilemez. Onlara da izleyecekleri yolla ilgili destek oluruz. Maddi olarak bir şey yapılması gerekiyorsa da ilgili konuda bir kampanya düzenleriz ve nakdi yardım sağlarız.
Kimler bu bağışlardan yararlanıyor? Neye göre belirleniyor, ihtiyacı olan istediğini alabiliyor mu?
Suiistimal edilmemesi adına ihtiyaç sahiplerinin durumunu sosyal hizmetlerden kontrol ettiririz, tüm araştırmaları yaparız. Sadece sosyal hizmetlerden kontrol etmekle yetinmeyip habersiz bir şekilde ihtiyaç sahibinin evine de gideriz. Yardıma ihtiyacı olan kişi eğer sokakta yaşayan evsiz biriyse parkta, cami avlusu ya da hastanenin bahçesinde yaşayan biriyse Ali Ağabey (Ali Denizci) gece boyunca oldukları yerde onları görmeye gider. Bizim buradaki en büyük sorumluluğumuz, yaptığımız yardımı gerçekten ihtiyaç sahibi olan kişilere ulaştırmak.
En çok nelere ihtiyaç var? Neler kabul edilmiyor?
Bir insanın hayatta temel ihtiyaçları neyse onlara her zaman ihtiyaç var. Kış aylarında sokakta yatan yardıma muhtaç kişiler için uyku tulumu, yorgan, kalın kıyafetler, kışlık botlar gibi eşyalara, yaz aylarında ise daha rahat bir ayakkabıya, ince bir tişörte ihtiyaç var. Çocuklar içinse okul döneminde defter, kitap, kalem gibi kırtasiye malzemelerine ihtiyacı varken yaz aylarında onların gönüllerini alacak minik oyuncaklara ihtiyaç duyuluyor.
Her şeyi kabul ederiz ve bağışlanan her şeyi ihtiyaç sahiplerine ulaştırırız. Sadece dini, siyasi ve ideolojik hiçbir konuyu buraya karıştırmayız. Bu sebeple yapılan kitap bağışlarını alırken çok dikkat ediyoruz. İhtiyacı olan okullara bu kitapları gönderirken çok hassas davranıyoruz ve hiçbir şekilde çocukların, gençlerin veya yetişkinlerin bir amaca hizmet eden kitaplara ulaşmasına aracılık etmiyoruz.
Ne kadar gönüllü çalışıyor, gönüllü olarak çalışmanın kuralları var mı?
Gönüllü sayısı senenin belirli aylarına, haftanın belirli günlerine göre değişiklik gösterebiliyor. Her gün her saat kahvehanemizdeki gönüllü sayısı birbirinden farklı. Burası çok dinamik bir yer. Her an her şey olabiliyor. Mesela kapıdan içeri biri girer ve yardıma ihtiyacı olduğunu söyler. İçerideki birkaç gönüllümüz yardıma ihtiyacı olan kişiye destek olmak için çıkar ya da tam tersi kısa bir süre içerisinde içeriye onlarca gönüllü girebilir.
Bu dinamizmin içerisinde standart bir sayı vermemiz pek mümkün değil. Gönüllü sayısının ortalamasını vermek gerekirse bu derneğin, bu oluşumun bir fikir babası var: Ali Denizci. Ali Ağabey hâlâ 7 gün 24 saat bu oluşuma desteklerini esirgemeyen, tüm gücüyle çalışan, hizmet eden bir kişi. Deliler ve Veliler Derneği’ni 10 kişi tanıyorsa Ali Denizci’yi 10 bin kişi tanıyor. Eğer bunu baz alırsak Ali Ağabey’in takipçi sayısı kadar gönüllüsü var diyebiliriz.
Örneğin Almanya’dan üç haftalığına gelen ve bize yardım eden gönüllülerimiz var. Bu daimi gönüllü mü? Hayır. Senede sadece üç haftalığına geliyor. Kimi gönüllümüz her gün yardıma gelir, kimi gönüllümüz ayda bir gün bizimle olur. Derneğin dinamizmi de bundan kaynaklanıyor. Gönüllü olmak için hiçbir kuralımız yok. Deliler Kahvehanesi’nin eşiğinden giren, gönlünü ortaya koyan herkese kapımız sonuna kadar açık.
Bir de aşevi var değil mi, oradan da bahseder misiniz, nasıl işliyor?
Gün içerisinde gönüllülerimiz gelir ve saat 16:00’ya kadar çorba, mutlaka bir etli ana yemek ve pilav, makarna gibi bir yardımcı yemeği hazırlar. Belirli günlerde tatlı yapar, bazen meyve dağıtırız ya da meşrubat ikram ederiz. Saat 18:00 – 18:30 gibi gelen gönüllü arkadaşlarımız ise aşevini akşam yemeği için hazırlarlar. Ekmek sepetlerinin hazırlanması, sürahilerin doldurulması, yemeklerin ısıtılması, meşrubatların masalara servis edilmesi gibi rutin hazırlıklar yapılır. Yemek yiyecek misafirlerimiz için hazırlıklar saat 19:00 itibarıyla tamamlanır. Sadece ramazan ayında iftar saatine uygun saatlerde yemeğimizi dağıtırız.
Şu an aşevimizde aynı anda 32 kişiye yemek ikram edebiliyoruz. İlk grup misafirimiz, yemeğini yiyip kalktıktan sonra aynı hazırlıklar ikinci grup, üçüncü grup gibi gelen kişi sayısına göre yüzlerce kişinin doyurulması için tekrarlanır. Herkes karnını doyurduktan ve aşevinin kapısı kapandıktan sonra hâlâ ikram edeceğimiz yemeğimiz varsa, o yemekleri de çevremizde bulunan ihtiyaç sahibi ailelere dağıtırız. Tüm dağıtım işlemlerinin ardından aşevi temizliği yapılır ve ardından da bir sonraki günün hazırlığına başlanır.
Bağış dışında bir gelir kaynağı var mı?
Bağış dışında bir gelir kaynağımız yok. Son olarak yetişkinler için atölye faaliyetlerimiz olduğunu da ekleyeyim. Yazın sertifikalı işaret dili kursumuzu başlatmayı planlıyoruz. Bizi ve etkinliklerimizi Deliler Kahvehanesi adlı sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Ali Denizci Kimdir?
Ali Denizci, 1964 yılında, eğitimli bir ailenin çocuğu olarak, Boğaz’a nazır bir yalıda dünyaya geldi. Lise eğitimini Etiler Lisesi’nde tamamlarken yasadışı sol-anarşist bir örgütte militan oldu. 1986’da eğitim hayatına son verip bir süre bir şirkette çalıştıktan sonra müteahhitlik yapmaya başladı. Daha sonra iş dünyasının, yaşamın, ülkenin ve dünyanın çelişkilerini kabul etmediğinden evsiz bir alkolik olarak sokaklarda yaşamaya başladı. 3,5 yıl sokaklarda yattı. Bunun son 8,5 ayını, Aşiyân Mezarlığı’nda, satın aldığı boş bir mezarda geçirdi. Sonra bir gün, yeni bir yaşam mümkün olabilir diyerek alkol ve uyuşturucuyu bırakarak yeniden hayata sarıldı. İstanbul’un en yoksul, en varoş semti olan Balat’a gelerek ‘Derviş Baba Deliler, Abdallar, Meczuplar ve Aşıklar Kahvehanesi’ni kurdu. Başlangıçta yalnızca mahallenin yardıma ihtiyacı olan delileri ve parkta yaşayan evsizlere yardım ediliyordu. Fakat bu yardımlar kısa bir sürede çok daha kapsamlı bir hale geldi.
Ali Denizci yaşam felsefesi olan “Görüyorsan, duyuyorsan sorumlusun!” demekten hiç vazgeçmedi.
Röportaj: Birgül Kopuz