“Hijyen ve güvenlik hassasiyeti artacak, dijitalleşme önem kazanacak”

by Basak Oksak

Sinem Türüng – Metro Türkiye CEO’su

‘Küçük İşletmem İçin’ projesi ile 55 ilde bin 500 işletmeye 5 bin TL değerinde, toplamda 8 milyon TL ürün ve servis desteği sağlayan Metro Türkiye, bu projeyle 10 bini aşkın istihdamın korunmasına ve 3 milyar TL’lik yerel ekonominin canlandırılmasına katkı sağladı. Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng bu dönemin sektörün gelişmesine yönelik önemli fırsatları da beraberinde getirdiğini söylüyor.

Metro Türkiye olarak Horeca sektörü açısından 2020 yılını değerlendirdiğinizde neler söylemek istersiniz? 2019 yılıyla kıyaslandığında nasıl bir tablo çıkıyor karşımıza? Salgın öncesi yılın ilk çeyreğini de bu değerlendirmeye katabiliriz.

Ev dışında yeme içme sektörü, 2019’da iyimser bir portre çizerek yıl sonunda 19 milyar doların hemen altında bir büyüklüğe ve toplamda 110 milyar dolar gibi yüksek bir değere ulaşarak 2020 yılına başlamıştı. Ancak pandemi süreci, yeme içme ve turizm sektörünü maalesef olumsuz bir şekilde etkiledi. Global turizm sektörünün 2020 yılını 3 trilyon dolar kayıpla kapatması bekleniyor.

Bununla birlikte sektör için 2020’nin zor ama önemli tecrübeler getiren bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Birçok proje ve uygulama, yeni girişimler ve önemli aksiyonlar hayata geçirildi. Sektörün tüm oyuncuları kendilerini bu yeni normal döneme adapte ediyor, yeni değişimler yaşanıyor. Örneğin son önlemlerin açıklanmasıyla birlikte işletmeler için paket servise geçiş daha da önemli hale geldi ve sektör bu yönde önemli aksiyonlar aldı. Metro Türkiye olarak biz de alışkanlıkların ve değişimlerin yaşandığı bu yeni dönemde Horeca’nın yanında yer alarak onların işlerini yürütmelerine destek olmayı sürdürüyoruz.

Halen devam eden salgın, güvenilir gıdaya erişimin ve gıda tedarikinin önemini de bir kez daha ortaya koydu. Sizin bu konuda önemli çalışmalarınız var. Biraz bahsedebilir misiniz?

Metro Türkiye olarak raflarımızda sadece denetimlerden geçen ürünlere yer veriyoruz. Meyve-sebze tedarikçilerinin tesisleri ile ürünlerini yetiştirdikleri tarla ve seraları, periyodik olarak gıda güvenliği, hijyenik koşullar, pestisit kullanım koşulları ve ağır metal açısından denetliyoruz. Taze et ve balıkta yüzde 100 izlenebilirlik sunuyoruz. Diğer yandan pandemi sürecinde yönettiğimiz tedarik zincirinin tüm halkalarıyla TSE COVID-19 Güvenli Üretim ve TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgeleri’ni de aldık ve bu iki belgeyi alan sektördeki ilk marka olma başarısını gösterdik. Ayrıca Horeca’ya gıda güvenliğini sağlamaları için rehberler hazırlıyor, şefleri bilgilendirici etkinlikler düzenliyoruz.

Siz sektördeki en büyük tedarikçilerden birisiniz. Bu süreçte hem yaşadığınız zorlukları hem de sizden ürün tedarik eden işletmelerin karşı karşıya kaldığı zorlukları değerlendirir misiniz? Pandeminin etkileri nasıl yansıdı sektöre?

34 ülkede faaliyet gösteren bir iş ağına sahip olmamızın sağladığı avantajla, koronavirüs vakalarının dünya genelinde artmaya başladığı dönem itibarıyla diğer ülkelerde alınan tedbir ve önlemleri yakından takip ettik ve gözlemlerimiz sonucunda hazırlıklarımızı ülkemizde ilk vaka görülmeden önce tamamladık. Bu durum, sürecin ilk gününden itibaren hızlı değişen gündeme en iyi şekilde adapte olmamızı, hijyen ve dezenfeksiyon konularında gerekli önlemleri almamızı ve stok ile tedarik zinciri yönetimini başarıyla ilerletmemizi sağladı. Bugün 21 ilde, 37 mağazamızda ve 4 bin 200 çalışanımızla müşterilerimize en iyi şekilde hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Gerek hijyen ve dezenfeksiyon uygulamalarımızla gerekse fiyat spekülasyonlarıyla mücadele için gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla müşterilerimizin yanında yer aldık ve almaya devam edeceğiz.

Restoranları kış sezonuna hazırlayacak yeni ürünler, hizmetler ve kılavuzlar oluşturuyorsunuz. Ne gibi çözümler öneriyorsunuz, nasıl geri dönüşler alıyorsunuz bu konuda?

Kış sezonuna yönelik hazırlıklarımızı, vaka sayılarına bağlı olarak yeni önlemler alınabileceğini öngörerek tamamlamıştık. Bu kapsamda işletmelerin paket servis hizmetine yönelik operasyonlarını oluşturabilmeleri ve var olanları optimize edebilmeleri için 600’den fazla ürün sunuyoruz. Böylelikle işletmeler misafirlerine sunacakları paket servis menülerini destekleyecek birçok ürünü Metro kalite ve güvencesiyle temin edebiliyorlar.

Ayrıca 30. kuruluş yıl dönümümüz nedeniyle paket servis ve gel-al hizmeti sunan restoranları dahil ettiğimiz bir kampanya kurgusu oluşturduk. 6 Ocak 2021 tarihine kadar tüm Metro Türkiye mağazalarında geçerli olacak kampanya ikinci KDV hariç 300 TL’lik alışverişte 50 TL’lik hediye çeki vererek, müşterilerimizin bu çekleri anlaşmalı restoranlarda kullanabilmelerini sağlıyoruz. Restoranlar da aynı çekleri Metro mağazalarında indirimli alışveriş yapmak için kullanabiliyorlar.

Sektörde yer alan özellikle küçük işletmeleri desteklemek adına başka ne gibi çalışmalarınız, projeleriniz var?

30 yıldır Horeca’nın önemli iş ortaklarından biriyiz. Bu zorlu dönemde de ‘Küçük İşletmem İçin’ projesini başlattık ve 55 ilde bin 500 işletmeye 5.000 TL değerinde, toplamda 8 milyon TL ürün ve servis desteği sağladık. Proje, 10 bini aşkın istihdamın korunmasına ve 3 milyar TL’lik yerel ekonominin canlandırılmasına katkı sağladı. ‘Kendi İşim Günü’nde Metro Türkiye’nin 4 bin 200 çalışanı küçük işletmelerde 750.000 TL’yi aşan harcama yaparak yerli ekonomiye destek oldu. Gastronometro web sitesi üzerinden ‘COVID-19 ile Mücadele ve Hijyen Önlemleri’ kapsamında uzman isimlerin yazılarının da yer aldığı kılavuzlar paylaştık ve 30 bin kişinin sertifika aldığı online eğitim programı oluşturduk. Ayrıca Gıda Güvenliği Derneği’nin hazırladığı ‘Tedarik Zincirinde Güven Rehberi’ne katkı sunduk.

2021 yılı ile ilgili beklentileriniz, öngörüleriniz neler? Yeme içme sektörünü nasıl bir yıl bekliyor, 2020 yılının ekonomik yaralarını sarabilecek miyiz yoksa daha karamsar bir tablo ile mi karşılaşacağız sizce?

Bu dönem sektörün gelişmesine yönelik önemli fırsatları da beraberinde getirdi. Bundan sonrası için küçük veya büyük ölçekli tüm işletmelerin hijyen ve güvenlik önlemlerine yönelik duyarlılıklarını artıracaklarını düşünüyoruz. Ayrıca işletmelerin dijital araçlarla işlerine ivme kazandırmaya başladığı bir dönemden geçiyoruz. Tüketiciler işletmelerin dijital görünürlüklerine önem veriyor ve hizmetleri burada görmek istiyor. İşletmelerin dijital araçları ve çözümleri kullanma noktasında daha yenilikçi olacaklarını ön görüyoruz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir

Leave a Comment

Secured By miniOrange