Öyle bir çorba ki öbür adı şifa… Doktorlar bazı hastalarına reçetenin yanında tavsiye olarak bir de “Paça çorbası için” diyor… Her öğün içilebilir ama en çok da kahvaltı niyetine…
Ayak ya da patik olarak da bilinen paça, tüm hayvansal ürünlere kıyasla jelatin bakımından oldukça zengin bir sakatat. Besleyici özelliği, paçanın pişirme suyunda birikiyor. Ancak jelatinin açığa çıkması ve bizim sindirimimize geçebilmesi için paçanın uzun saatler pişirilmesi gerekiyor. Özellikle ortopedistler tarafından kırıklar için reçete yanında paça çorbasının da önerilmesinin sebebi bu.
En makbul olan koyun ve kuzu paçası. Dana paçası pek tercih edilmiyor. Keçi paçasının ünü İstanbul mutfağında çokça dile gelmiş ancak günümüzde bulunması hayli zor.
Paça alırken nelere dikkat etmeli?
Paça alırken arka ve ön ayaklar olmak üzere iki seçenek sunulabiliyor. Arka ayaklar biraz daha büyük ve etli oluyor. Ciğerciler ayakların üzerindeki tüyleri jilet yardımıyla alıyor. Eğer alınmamışsa ateş üzerinde gezdirerek bu tüyleri yakmak mümkün. Bu işleme tütsülemek ya da alazlamak deniyor.
Jelatin soğudukça katılaşmalı
Paçayı pişirdikten sonra eğer kısa süre içinde tüketemezseniz ve örneğin ertesi gün yemek isterseniz, donuk bir kıvam aldığını görürsünüz. Bunun sebebi, içindeki yüksek jelatinin soğudukça katılaşması.
Günümüzde hayvanlar kapalı çiftliklerde yapay yemlerle beslendiği için bazen paça veya kemik suyu beklese bile katılaşmayabiliyor. Bu, paçasını ya da kemiklerini aldığınız hayvanın doğal beslenip beslenmediğine dair bir ipucu olabiliyor. Eğer hayvan merada otlayıp doğal beslenip kolajen yapısı tam gelişmiş ise ondan elde edilecek ürünlerin suyunda jelatin oranı yüksek oluyor ve o ölçüde kolajen yapımıza fayda sağlıyor.
“Paça çorbası geleneksel usulde pişirilmeli”
Dr. Ümit Aktaş – Fitoterapi Uzmanı
“Paça ve kemik suyu çorbaları kollajen yönünden son derece zengin. Bunlar insan sağlığı açısından çok kıymetli maddeler. Ayrıca bunların ikisi de vitamin deposu. Çorbalar, muhakkak geleneksel usulde yani uzun uzun kaynatılarak yapılmalı. Kemik suyunun iliği de son derece kıymetli. İliğini de tüketmek gerekli. Bunları ne kadar baharatlı yerseniz o kadar sağlıklı. Geleneksel usulde uzunca kaynatacağınız çorbanızın içine hakiki ev sirkesi, sarımsak ve pul biberi eklerseniz bu çorbalar sizin için bir sağlık bombasına dönüşür.
Kolajen vücudumuzun ayakta durmasını sağlayan madde. Kolajen olmasa etlerimiz, kemiklerimiz ve kaslarımız yığılır kalır. Kolajen aynı zamanda cilt sağlığı açısından da gerekli. Kadınlar, anti-aging içeriğinden dolayı ciltlerine çeşitli kremler uyguluyorlar. Bunlarla uğraşacaklarına haftada iki-üç kere paça çorbası içseler cilt sağlıkları çok daha güzel olacak.
Paça çorbasının yüksek kalorili olması nedeniyle özellikle formuna dikkat eden kişilerce tercih edilmemesi de yanlış. Her gıda fazla tüketildiğinde insana zarar verir. Dengeyi korumak önemli. İnsanoğlu kendi vücuduna bakarak dengeyi kuracak. Vücudunuz size ne isteğini söyler. Siz yeter ki vücudunuzu dinlemeyi bilin. Vücudunuzu dinlerseniz doğru hareket edersiniz. Hiçbir zaman hiçbir gıda faydalı, kilo kilo yiyin diyemeyiz. Her zaman dengeli tüketmek gerekir. Kalorisine de takılmayın. Kalori hesabı yanlış bir hesaptır. Ben hiçbir zaman hastalarıma kalori hesapları vermem. Matematik hesabıyla sağlık olmaz. Kaloriye takılmadan dengeli şekilde geleneksel beslenme doğru beslenmedir.”
Paça çorbası:
5 parça kuzu paça
1 litre su
1 tatlı kaşığı tuz
2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı oda sıcaklığında tereyağı
Yarım limonun suyu
2 adet yumurta sarısı
5 yemek kaşığı sirke
2 diş sarımsak
Yapılışı:
Paçaları yıkayın ve derince bir tencerenin içine aktarın. Tuz ve su ilave ederek yaklaşık 1-1,5 saat kadar kaynamaya bırakın. Ayrı bir tencerenin içinde tereyağını eritin. Üzerine un ekleyip kavurarak kıvam almasını sağlayın. Kıvam alınca içine paçaların haşlama suyundan yarım çay bardağı kadar ilave edip unu açın. Bir kabın içinde limon suyu ve yumurta sarılarını iyice çırpın. Bu karışımı da kesilmemesine özen göstererek kavrulmuş una ekleyin. Sos haline gelince ocaktan alın. Hazırladığınız terbiyeyi kesilmemesine dikkat ederek kaynayan paça suyunun içine yavaş yavaş ilave edin. Birkaç dakika daha kaynatın ve ocaktan alın. Sarımsakları incecik rendeleyin ya da dövün. Sirke ile karıştırın ve çorbanızın üzerine gezdirin. Tereyağını bir tavada eritin. Toz kırmızı biberi de ekleyerek hafifçe çevirin.
Kelle paça çorbası:
1 adet koyun ya da kuzu kellesi
1 adet koyun ya da kuzu paçası
2 litre su
2 çorba kaşığı un
1 adet yumurta sarısı
1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber
Tuz (kristal veya kaya tuzu)
3 diş dövülmüş sarımsak (servis için)
1 fincan üzüm sirkesi (servis için)
Yapılışı:
İyice yıkanmış kelle ve paçaları düdüklü tencereye alın. Üzerine 1 adet soğan ve 2 litre su ilave ederek yaklaşık 40 dakika haşlayın. Düdüklü tencereniz yoksa yaklaşık 2 saat boyunca normal bir tencerede ara ara soğuk su ilave ederek haşlayın. Pişen kelle ve paçaları tencereden alın, biraz soğumasını bekledikten sonra üzerindeki etleri kemiklerinden ayırın ve küpler halinde doğrayın. Tencerede kalan haşlama suyunu süzerek başka bir tencereye aktarın. Üzerine doğranmış kelle paça etini ilave edin ve altını açıp tekrar kaynamaya bırakın. Kaynamaya başlayan sudan 1 kepçe alın ve terbiyesi için 2 çorba kaşığı un, 1 yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı kırmızı biber, ağız tadınıza göre tuz ilave ederek iyici karıştırın. Bu terbiye sosunu tencereye yavaş yavaş ilave edin. 5 dakika süreyle tekrar kaynattıktan sonra çorbanız servise hazır. Ezilmiş sarımsak ve sirke karışımını da ekleyip servis edebilirsiniz.