Mantar nasıl kurutulur?
Pek çok mantar kurutularak saklanabilir. Kurutulan mantarlar, hava geçirmeyen ortamda 2 yıla kadar muhafaza edilebilir. Cinsine göre değişmekle beraber 1 kg mantar yaklaşık 100 gr kuru ürün verir. Kurutulmuş mantarlar 40 dakika kadar ılık su ya da süt içerisinde bekletildiğinde pişmeye hazır hale gelir. Morchella türü gibi tüm kurutulabilen mantarlar ipe dizerek asma yöntemiyle kurutulur. Küçük ya da orta boy mantarlar bütün olarak, etli mantarlar ise yarım santimden kalın olmayan dilimlere ayrılarak kurutulur. Fırında hızlı kurutma mümkün olsa da hızlı kurutma işlemi mantarların tat ve renklerini bozabilir. Aynı şekilde güneşte kurutma da tavsiye edilmez. Mantarlar bir hasır üzerinde, 35 dereceyi geçmeyen nemsiz bir ortamda kurumaya bırakılabilir.
Süper balık uskumru
Omega-3 yağ asitleri bakımından en zengin yiyecek kaynaklarından olan uskumrunun 120 gramında 2,1 gram omega-3 bulunuyor. Kalp dostu olmasının yanı sıra uskumrunun sağlığa pek çok faydası daha var. Günlük kalsiyum ihtiyacımızın yüzde 10’unu karşılıyor, D vitamini açısından da iyi bir kaynak. A ve E vitamini gibi antioksidanlardan bol miktarda içeriyor. Aynı zamanda B vitamini, niasin, thiamin ve riboflavin kaynağı.
Hipokrat ve hasta yemekleri
Ünlü Yunan hekimi Hipokrat (İÖ 460-377), ağır hastalara yalnızca et suyu ve bitki suları verilmesini önerir, hasta güçlenmeye başlayınca diyete katı gıdaları da eklerdi. Hasta ve yatalaklara arpa suyu ve yulaf çorbası tavsiye ederdi. Hasta diyetinde kimi şarap türleri de yer alırdı. Ama daha çok ‘hydromel’ yani fermente edilmiş sulu bal ya da bal şerbeti ile ‘oxymel’ denilen sirkeli bal şerbeti önerirdi.
Eski Türklerde kıyma
Eti kıyıp özellikle humara katarak (mantı, pide, börek gibi) yeme tarzı daha çok yerleşik kültürlerin başvurduğu bir usuldü. Eti bıçakla ince ya da kalın, iri ya da küçük parçalara ayırma, eski deyişle ‘dilme’ işlemine tüm Türk toplululukları kıyma diyordu. 15’inci yüzyılda yazıldığı kabul edilen Dede Korkud Kitabı’ndaki ‘kıyma etinden çekin, kara kavurma pişirip kırk beğ kızına iletin’ cümlesi, kıymanın Oğuzlarca da bilindiğinin kanıtı olarak gösteriliyor.
Zengin Mutfağı ve toplumsal eşitsizlik
Başar Sabuncu’nun yönettiği, 1988 yapımı ‘Zengin Mutfağı’, mutfakta geçen ve toplumsal eşitsizlikleri karakterlerin değişimleriyle anlatan ödüllü bir film. Şener Şen ve Nilüfer Açıkalın’ın başrolleri paylaştığı filmde kimin neler yediği, yeme biçimleri, yenilen yemekler metaforik bir anlam taşıyor. Filmin konusunu kısaca hatırlayalım: İşadamı Kerim Bey’in evinde aşçı olan Lütfü Usta, işçilerin grev yapmasıyla patronun yurtdışına kaçtığını öğrenir. Aynı gün Lütfü Usta’nın yanında çalışan kız, Selim adlı bir gençle nişanlanır. Bir süre sonra Kerim Bey yanında eğitimli bir kurt köpeğiyle yurtdışından döner ve tehdit altında olan Selim’i özel bir kampa yollar. Ekonomik olarak güçlülerin yanında yer almayı seçen Selim, geri döndüğünde bambaşka biri olmuştur. Lütfü Usta’nın kurt köpeğini zehirlemesiyle olaylar karmaşıklaşır.