“Dışarıda yemek yeme 2-3 sene geriye gitti”

by Basak Oksak

Nevzat Aydın, Instagram canlı yayınında Mehmet Yaşin’in sorularını yanıtladı;

Mehmet Yaşin: Bu cuma sohbetinde çok değerli bir konuğum var. Nevzat Aydın’ı bilmeyen yoktur. Türkiye’nin en büyük yemek dağıtım organizasyonunun kurucusu, sıkı bir Trabzonspor taraftarı. Bir de benim gördüğüm en büyük et severlerden biri. Şimdi Zagor nasıl aklına geldi? Bu isim senin yaşın yetiyor mu ona?

Nevzat Aydın: Ben okumayı Zagor ile öğrendim tam benim zamanlarım.

Mehmet Yaşin: Görüşmeyeli iyi olduğunu görüyorum. Saç sakal benim gibi olmuş senin de. Kutsal bir kişiye dönüşmüşsün.

Nevzat Aydın: Karl Marx’a benzetiyorlar.

Mehmet Yaşin: Tamamen böyle evet. Senin Yemek Sepeti projeni kurma, o hayalini, bu güne gelişini anlatır mısın biraz?

Nevzat Aydın: Yani benim Amerika’da yaşadığım dönem şanslı bir dönemdi. Kim neyi daha doğru yapıyor? Bunu tecrübelerime kattım ve Türkiye’ye gelip böyle bir proje yapsak başarılı olur mu diye baktık. Sonra baktık ki pazarda böyle bir yer var. İnsanlar sipariş veriyor, sipariş yanlış geliyor vs. Sektör için erken bir zamanda 2000 yılında bunu hayata geçirdik. Burada gidilecek çok yol olduğunu düşündük. Çok uzun süre 5-6 sene kadar uğraştık sonra işler eve internetin gelmesiyle beraber yemek sepeti ilk sıçrayışını yaşadı. 2. Sıçraması da 2011 yılında insanların interneti hayatlarına katma değer şeyler katmaya başlamasıyla oldu. 3. Sıçrama da 2014 yılında mobil cihazların hayatımızı girmesiyle oldu.

Mehmet Yaşin: Korona 4. Olabilir mi kırılma noktası?

Nevzat Aydın: Umarım olmaz. Dışarıdan bakıldığında belki farklı ama yemek sepeti şuanda yapmış olduğu siparişin ya yarısını yapıyor ya yapamıyor.

Mehmet Yaşin: Niye?

Nevzat Aydın: İnsanlar korkuyorlar yemek yiyerek bulaşmıyor ama yine de bir korku var.

Mehmet Yaşin: Bir de herkes aşçı oldu yeteneksizler bile.

Nevzat Aydın: Biz diyorduk ki tüm trendler bizim lehimize, insanlar yemek pişirmiyor bir anda korona her şeyi tersine çevirdi.

Mehmet Yaşin: Sektörün geleceği nasıl, değişecek mi? Umutlu musun, umutsuz musun? Yorumun nedir?

Nevzat Aydın: Yani sektör olarak gıda başka paket başka. Dışarıda yemek yeme 2-3 sene geriye gitti. Dışarıda yemek yeme oranı diğer ülkelere göre az çok sevmiyoruz ama tam dışarı çıkıyoruz alışıyoruz derken korona yüzünden eve kapanmak kötü oldu. Bugün sevgili Nusret ile konuşuyorduk hedeflerimizi korona vurdu önümüzdeki senelerde bu ciroları görürsek şanslıyız dedi. Yine Sunset Barış benzer yorumlar var geri gittik. Paket tarafı biraz daha çabuk toparlanabilir. Kaygılar azabilir ama o da 6-8 ay alır bence. Çok umutlu konuşmayayım ama bu süreçte kendi kullanıcısını daha iyi tanıyan daha çabuk karar veren firmalar ayakta kalır diğerleri kalmaz.

Mehmet Yaşin: Türkiye’de gördüğün en modern ofis sizin. En demokratik, bilardo salonu, boks şeyi aşağıda fırça yiyen yukarı çıkıp yumruklar atıyordu. Ben gürünce neden böyle bir yerde hiç çalışmadım dedim. Zannediyorum insanı mutlu eden bir ofis orası.

Nevzat Aydın: Yani amaç oydu yaparken çalışanların kendilerini rahat hissettikleri, verimli olabildikleri bir ortam sağlamaktı. Eski ve yeni ofiste bence bunu sağladık. Çalışanların bu şirketin her şeyi olduğunu düşünüyorum. Neden para dağıttın diyorlar ama ortada bir başarı varsa hepimizin. Daha paylaşımcı bakıyorum. Benim oturduğum sandalyeyle herkesinki aynı. Odamda bir toplantı varsa herkes görür şeffaflık kavramı var, iletişim var, takım çalışması var ve dinamizm tüm bu konseptlerle beraber çok dinamik bir ekip olmaya çalışıyoruz.

Mehmet Yaşin: Yük asansöründe toplantı yapıyor musunuz hala?

Nevzat Aydın: Taşındık, seni yeni ofise bekliyoruz.

Mehmet Yaşin: Gelelim Trabzonspor’a yönetici misin şuanda?

Nevzat Aydın: Değilim yönetici.

Mehmet Yaşin: Yönetici olmaman taraftar olmamana engel değil tabii sen fanatiksin.

Nevzat Aydın: Negatif olarak da algılanabilir ama bu.

Mehmet Yaşin: Takımın ateşli taraftarı gibi fanatik.

Nevzat Aydın: Ben takımın başarılı olması için elimden gelen her şeyi yapan bir taraftarım. Bu sevginin rasyonel bir açıklaması olmaz.

Mehmet Yaşin: Bu yıl lig ne olacak?

Nevzat Aydın: Bu yıl iyiyiz virüse kadar güzel götürdük. Riskli bir süreç başlıyor. Şampiyon olarak çıkacağına inanıyorum Trabzonspor’un uzun süredir bekliyorduk keyifle.

Mehmet Yaşin: Nevzat çok yönlü biri. Kesiştiğimiz noktalardan biri de et severliği.  Kelimenin tam anlamıyla et obur. İyi et için dünyanın dört bir yanına gitmekten kendini esirgemeyen ve de o gittiği yerlerin lezzetini anlata anlata bitiremeyen biri. Nereden çıktı bu et?

Nevzat Aydın: Karadeniz mutfağı bizim aslında ama et bizim evde pişerdi. Köfte, et kebap, kavurma sucuk onlarla büyüdük ama özellikle son 10 yılda ete merak sardım. Etin yanında ne gittiğini daha iyi anladım. Genel anlamda keyifli bir şarapla güzel bir eti eşleştirince ne kadar keyifli olduğunu anladım. Hamur işi ve kızartmadan uzaklaştım. Damak zevkim gelişti.

Mehmet Yaşin: Türkiye’de damağına hitap eden restoran buluyor musun?

Nevzat Aydın: 5 sene önce yoktu ama şimdi daha kolay Sunset, Nusret, Spago bir de lokal lezzetleri tercih ediyorum. Özkilis’in sarımsaklı lahmacunu veya Lider Pide Dudullu’da, Kalkanoğlu Pilav. Eskiden daha çok zaman bulurdum gitmeye artık paketi tercih ediyorum.

Mehmet Yaşin: Dünyada en sevdiğin et nerde yedin

Nevzat Aydın: Peter Luger Amerika’da, İspanya Madrid’de çok güzel etler yedim. Ben daha çok Madrid mutfağını tercih ederim. Doğru içecekle her zaman alkollü içecek değil tabii ondan çok keyif alıyorum. New York T-bone, dallas bambaşka bi steak .

Mehmet Yaşin: Texas’ta eti isliyorlar ya etrafında bence yarım parmak kalındığında zift olur biraz zararlı değil mi?

Nevzat Aydın: Ama ince dilimleyip servis yapıyorlar o tarafını yemiyorsun ya da o da ayrı belki her gün yesem sevmem ama 1-2 yılda bir keyifli oluyor. Bir de orda kaburga çok güzel olur. Bu et muhabbeti bitmez.

Mehmet Yaşin: Hiç Arjantin’den bahsetmedin?

Nevzat Aydın: Arjantin’i İspanya’dan sonra sayabilirim.  4 gün kaldım orada tam gastronomi turunu tamamlayamadım ama Brezilya çok keyifli. Bir restoranda çeşitlerce etin tadına bakabiliyorsunuz. Farklı bir konsept var orada. Atıyorum farklı farklı etler var. Yeşil ve kırmızı bir kart var kırmızı bend aha fazla istemiyorum, yeşil devam demek. Tam bize göre sürekli et yağıyor ilk 15 dk içinde daha önce tecrübe etmediyseniz ölüyorsunuz. Zaten farklı farklı etin aynı anda tadına bakıyorsunuz. Türkiye gibi etkin bir halk için ideal.

Mehmet Yaşin: Ben de ilk gittiğimde ete saldırdım, biraz daha istedim ama bakıyorum geldikçe geliyor. Ya sen hep yeşildesin zarı çevir kırmızıya gelmesin dediler. Ben de aynı şeyleri düşündüm tam Türkiye için uygun.

Mehmet Yaşin: Peki kebapla aran nasıl?

Nevzat Aydın: Severim ama çok tercih etmem. İlk tercihim steakhouse ama tabii Adana Ocakbaşı, Zübeyir, Adana İl Sınırı gibi yerleri seviyorum. Fakat tam kebap insanı değilim.

Mehmet Yaşin: Mutfakla aran nasıl?

Nevzat Aydın: Kötü, yemek pişirmem. O harcanan zaman bana yazık geliyor, keyfine varamıyorum. Ben yemenin keyfine varıyorum.

Mehmet Yaşin: Evde serzeniş olmuyor mu?

Nevzat Aydın: Yemek Sepeti’ni yaptım işte daha ne yapayım?

Mehmet Yaşin: İşe gidiyor musun bu günlerde?

Nevzat Aydın: Haftada 2-3 gün, onun dışında evdeyim. Bu dönem daha geri planda olmayı tercih ettim.

 

Bunlar da hoşunuza gidebilir

Leave a Comment

Secured By miniOrange